Ulutaş E., Yolsal Çevikbilen S.(Yürütücü), Taymaz T.
TÜBİTAK Projesi, 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2015 - 2017
Okyanusal litosferin manto içerisine tektonik kuvvetler nedeniyle dalıp batarak yok olmasının gerçekleştiği dalma batma zonları olası tsunami bölgeleridirler. Levha tektoniği kuramı çerçevesinde yaklaşan levha sınırlarını temsil eden bu zonlar boyunca büyük, yıkıcı ve tsunami üreten depremler (M>7.5) meydana gelmektedir. Bu depremler çoğunlukla yaklaşma ve çarpışma hareketini gösterecek şekilde ters faylanma mekanizması ile oluşmaktadırlar. Ancak fay düzlemi üzerinde gerçekleşen kaymanın ilerlemesi oldukça karmaşık ve heterojen olup depremin ikincil etkileri üzerinde büyük önem taşımaktadır. Tarihsel dönemde Türkiye özellikle GB Anadolu kıyıları bulundukları konum itibarı ile tsunami dalgalarına maruz kalmıştır. Bu depremlerin büyük çoğunluğu sismik açıdan dünyanın en aktif bölgelerinden birisi olan Doğu Akdeniz Bölgesi’nin batısında yer alan Hellenik dalma batma zonu boyunca oluşmaktadır. Dünya üzerindeki dalma batma zonlarına bakıldığında ise gözlenen tsunamilerin büyük çoğunluğunun Endonezya, Japonya, Kamçatka yarımadası, Kuril, Aleutan adaları, Alaska körfezi ve Güney Amerika kıyıları gibi ülkelerde oluştuğu görülmektedir. Ancak, deniz tabanında meydana gelen bütün depremler tsunami dalgalarına neden olmamaktadır. Genellikle sığ odak derinliğine, yavaş kırılma hızına sahip ve okyanus tabanında düşey harekete neden olan dalım atımlı mekanizma ile meydana gelen depremlerin yıkıcı tsunami dalgalarının oluşmasında en önemli kaynak olduğu bilinmektedir.
Bu proje kapsamında önemli dalma batma zonları boyunca son yıllarda (2010-2013) meydana gelen yıkıcı depremlerin (M>7.5) kaynak mekanizması parametreleri, fay düzlemi üzerinde gerçekleşen kayma/yırtılma dağılımlarının belirlenmesi ve daha sonra belirlenen bu sismolojik parametreler kullanılarak, deprem kaynaklı oluşan tsunami dalgalarının genlikleri, okyanuslarda ve kıyılarda ilerleme şekilleri ve kıyılara olan varış zamanlarının hesaplanması amaçlanmıştır. Deprem kaynağının ve fay düzlemi üzerindeki kayma dağılımının modellenmesi, depremlerin oluşum mekanizmalarının, kırılma geometrisinin, bölgedeki etkin tektonik gerilmelerin ve kırılmanın zaman ve uzaydaki davranışının belirlenmesinde, ve böylece bölgenin aktif tektonik yapısının incelenmesi, deprem ve tsunami risk analizlerinin yapılabilmesinde oldukça önemli rol oynamaktadır. Bu tip çalışmalar uluslararası ortamda son yıllarda çok güncel olup, geliştirilen yeni teknik ve metotlar ile oldukça doğru sonuçlar elde edilmektedir. Projede veri olarak deprem episantırına 30°-90° uzaklıklarda yer alan telesismik FDSN-GDSN istasyonlarında kaydedilen uzun periyotlu P- ve SH- ve geniş-bantlı P- dalgaları kullanılacaktır. Ters çözüm işlemi sonunda fayın doğrultu (), dalım ()ve kayma () açıları, depremin odak derinliği (h), kaynak zaman fonksiyonu ve sismik momenti (Mo) belirlenecektir. Kayma / yırtılma dağılımını bulmak için yapılacak olan ters çözüm işleminde ise telesismik istasyonlarda kaydedilen geniş-bantlı P- dalgaları kullanılarak depremlerin fay düzlemi üzerinde meydana getirdikleri kosismik kayma dağılımları, faylanan alanın boyutları, sismik moment boşalımı, kırılma süresi, maksimum ve ortalama yerdeğiştirme miktarları ve gerilme düşümü belirlenecektir. Tsunami dalgalarının çeşitli oluş sebepleri bulunmaktadır. Bu çalışmada deprem kaynaklı oluşan tsunami dalgalarının matematiksel simülasyonlar ile kıyılardaki etkileri incelenecek ve sentetik (hesaplanan) dalga genlikleri gerçek su seviyesi kayıtları(DART, OBPG vb; “www.ioc-sealevelmonitoring.org”, ”www.ndbc.noaa.gov/dart.shtml) ile karşılaştırılacaktır. Uniform (tekdüze) ve uniform olmayan kayma modelleri ile yapılacak olan simülasyon sonuçlarının farklılıkları incelenerek sismoloji ve deprem parametrelerinin tsunami dalga simülasyonlarındaki etkisi ortaya çıkarılacaktır.