KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERLİ HASTALARDA ADAM17 EKSPRESYONU VE SAĞKALIMLA İLİŞKİSİ


Creative Commons License

KEFELİ U. (Yürütücü), ÖZGÜN Ö.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2018 - 2020

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Kasım 2018
  • Bitiş Tarihi: Aralık 2020

Proje Özeti

ÖZET Giriş: Akciğer kanseri, kansere bağlı ölümlerin önemli sebeplerinden birisidir. ADAM ailesi pek çok hayati hücresel olayda rol almaktadır, birikmiş kanıtlar ADAM’ların malign tümörlerde artmış ekspresyonunu göstermektedir Meme, over, böbrek, kolon ve pankreas,akciğer kanserinde ADAM ailesinin bir üyesi olan ADAM 17 önemli bir role sahiptir. Hastalar ve yöntem: Çalışmamıza Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji kliniğine başvuran 19-83 yaş aralığında toplam 162 adet hasta alınmıştır. Bu hastaların 108 adeti evre 1,2,3 küçük hücreli dışı akciğer kanseri nedeni ile cerrahi rezeksiyon uygulanmış, 28 adeti çalışma grubundaki hastaların nonkanseroz dokusu ve 26 adeti ise bronşiektazi, kist hidatik, organize pnomoni gibi malign tanısı olmayan hastaların normal akciğer dokusunda immunhistokimya boyama gerçekleştirilmiştir ve boyanma yaygınlığı ve yoğunluğu patoloji kliniği tarafından değerlendirilmiştir. Bulgular:.İmmun histokimya ile analiz edilen ADAM 17 ekspresyonu 141(%87) olguda düşük ekspresyon, 21 (%13)olguda ise yüksek ekspresyon olarak tespit edilmiştir KHDAK tanılı hasta grubu, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek ADAM 17 ekpresyonu göstermiştir. Yine tedavi yanıtı olmayan hastalarda daha yüksek ekspresyon izlenmiştir. Tek değişkenli analizlerde yüksek ADAM 17 ekspresyonu gösteren olgularda progresyonsuz sağ kalım (PSK) anlamlı olarak daha kısa bulunmuştur. (38,1 aya e 65,4 ay, p=0,009).benzer şekilde yüksek ADAM 17 ekspresyonu gösteren olgularda genel sağ kalım(GSK) anlamlı olarak daha kısa bulunmuştur.( 47,8 aya 72,1ay, p=0,031). Ancak her 2 değişken içinde çok değişkenli analizlerde ADAM 17 ekspresyonu bağımsız risk faktörü olarak görülmemiştir. Bunun sebebinin yetersiz hasta sayısı takip süresinin azlığı olduğunu düşünmekteyiz. Sonuç: Çalışmamıza göre ADAM17 karsinogenez ve progresyon için önemli bir belirteç olabilir. Fakat bu ilişkinin kanıtlanabilmesi için daha büyük vaka sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır. Böylece ADAM-17’yi hedef alan tedaviler ile KHDAK yeni tedavi stratejilerinin gelişmesi mümkün olabilecektir.