Yener M. D. (Yürütücü), Öztürk A., Çabuk B., Çolak T., Yener Y., Yazır Y.
TÜBİTAK Projesi, 1002 - Hızlı Destek Programı, 2025 - 2025
Arteria carotis interna (ACI), cranium’a giren,
beynin arteriyel beslenmesini sağlayan Circulus arteriosus cerebri (Willis
poligonu)’nin temel bir bileşenidir. ACI, intrakraniyal yapıya ulaşmadan önce
beynin venöz drenajını sağlayan sinüs cavernosus içerisinden geçerken normal
arter yapısından farklı, özgün bir morfolojik özellik sergiler. Bu segmentte
hem lümene bakan iç yüzey hem de venöz kanla temas eden dış yüzey endotel
tabakası ile örtülüdür. Diğer arterlerde görülmeyen bu histolojik özellik,
sinüs cavernosus içerisindeki dış yüzeyde vasküler sinyal algılayıcı
reseptörlerin bulunabileceği ve bu reseptörlerin beyin hemodinamisinde rol
oynayabileceği düşüncesini güçlendirmektedir.
Bu çalışma, vasomodülatuvar etkileri bilinen
Piezo-1 ve GPR4 reseptörlerinin ACI’nın sinüs cavernosus içerisindeki pars
cavernosa segmentinde bulunup bulunmadığını araştırmak ve sonuçları aynı
damarın sinüse girmeden önceki pars cervicalis segmenti ile karşılaştırmak
amacıyla planlanmıştır. Bu kapsamda 10 kadavradan ACI’nın cavernous ve servikal
segmentleri çıkarılmış, dokular standart histolojik süreçlerden geçirilmiş ve 4
µm kesitler immünfloresan işaretleme için hazırlanmıştır. Piezo-1 ve GPR4
reseptör dağılımları lazer taramalı konfokal mikroskobu ile değerlendirerek iç
ve dış yüzeyler karşılaştırılmıştır.
Elde edilen bulgular, GPR4 reseptörünün
yalnızca ACI’nın pars cavernosa segmentinin sinüs cavernosus ile temas eden dış
yüzeyinde pozitif olduğunu göstermiştir. Bu pozitiflik arterin dış yüzeyi
boyunca belirgin bir dağılım sergilemiştir. Buna karşılık Piezo-1 reseptörü
pars cavernosa dahil tüm bölgelerde negatif bulunmuştur. ACI’nın lümene bakan
iç yüzeyinde her iki reseptör açısından da pozitiflik saptanmamıştır. Kontrol
bölgesi olan pars cervicalis’te ise GPR4 ve Piezo-1’in tüm tabakalarda tamamen
negatif olduğu belirlenmiştir.
Bu sonuçlar, ACI’nın sinus cavernosus
içerisindeki dış yüzeyinin bölgesel olarak farklılaşmış, pH duyarlı bir
reseptör olan GPR4 ile ilişkili olabilecek özgün bir duyusal-hemodinamik arayüz
oluşturduğunu düşündürmektedir. Aynı reseptörlerin pars cervicalis’te
bulunmaması, bu pozitifliğin anatomik ve işlevsel açıdan cavernous segmente
özgü bir özellik olduğunu desteklemektedir. Çalışma, beynin venöz dönüşü ile
arteriyel akım arasında olası biyokimyasal geri bildirim mekanizmalarına işaret
etmekte ve ileride yapılacak fonksiyonel, moleküler ve klinik araştırmalar için
yeni bir çerçeve sunabilir.