SİYASİ LİDERLİKTE MEŞRUİYETİ GÜÇLENDİRMENİN ARACI OLARAK KULLANILAN MANİPÜLASYON YÖNTEMLERİ


Çaylak A., Kaymal C.

EFES INTERNATIONAL SCIENTIFIC RESEARCH AND INNOVATION CONGRESS, İzmir, Türkiye, 15 - 16 Eylül 2024, ss.569-583

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.569-583
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

değişikliğe uğramıştır. Bu biçimsel değişiklik süreci tarihsel olarak tedrici bir biçimde halkın

yönetime katılımı, anayasal hak ve hürriyetler, hakların güvence altına alınması gibi

reformlarla yönetilenlerin lehine bir seyir göstermiştir. Tüm bu biçimsel değişikler, süreç

içinde yönetilenlerin tasavvurunda keskin yöneten-yönetilen ayırımının belirsizleştiği,

demokratik katılım mekanizmaları ile yönetilenlerin de yöneten konuma gelebildiği bir algı ve

inancı daha güçlü hale getirmişse de mahiyet itibariyle yöneten-yönetilen ilişkileri aynı

kalmıştır. Başka bir deyişle, yöneten ve yönetilenlerin yönetim mekanizması içindeki

konumlarındaki değişimlere rağmen kadim dönemlerden beri yönetilenler üzerinde kurulan

tahakküm, modern ve post-modern dönemlerde mahiyet bakımından devam etmekte olup bu

tahakküm yönetişim, müzakereci demokrasi, bireysel hürriyetler, anayasal denetim gibi yeni

teori ve pratiklerle daha az hissedilir hale gelmiştir. Eşitlik ve yöneten-yönetilen ilişkilerinde

yatay hiyerarşi illüzyonunun oluşturduğu toplumsal yapılar içinde siyasi liderler, kısmen

eskiden beri kullanılan, kısmen de teknolojinin ürünleri olan manipülasyon teknikleriyle

iktidarı elde etmeye ve sürdürmeye yönelik meşruiyetlerini her daim daha da güçlendirerek

yeniden üretmektedir.

Çalışmanın amacı, geniş kitlelerin yönetime katılım kanallarının nitel ve nicel olarak her

geçen gün daha da arttığı bir dünyada, siyasi liderlerin rıza ve itaat devşirme noktasında

gösterdikleri başarının gerekçelerini analiz etmektir. Bu bağlamda çalışma, siyasi liderlerin

itaat ve rıza devşirmekteki başarılarının temelinde birtakım manipülasyon tekniklerinin

olduğu varsayımından yola çıkmıştır. Çalışmada söz konusu manipülasyon teknikleri,

‘geçmişi şeytanlaştırmak ve altın çağ mitosu yaratmak’, ‘umut-korku aşılamak’, ‘hâkim

ideoloji dayatmak’, ‘manevi/kutsal duyguları harekete geçirmek’, ‘iç ve dış düşman travması

yaratmak’, ‘ezilenlerin pedagojisini harekete geçirmek’ biçiminde tasnif edilebilir. Çalışmada

her bir tasnif ayrı ayrı analiz edilerek siyasi iktidarın özgürlükleri kısıtlayan ve bireyselliği

yok sayan yönlerine rağmen, geniş kitleler tarafından nasıl kabul ve itaat gördüğü sorusu

tartışılmaktadır.