8. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Mart 2024, ss.34
Amaç: Üreterin bakir olup olmamasının Retrograd İntrarenal Cerrahi (RIRC) başarısızlığı ve komplikasyonları üzerindeki etkisini çok
merkezli bir çalışma ile değerlendirmeyi amaçladık.
Metod: RIRSearch çalışma grubu veritabanı kullanılarak 2010 ve
2023 tarihleri arasında RIRC prosedürleri retrospektif olarak incelendi. Preoperatif DJ stent takılarak RIRC yapılan prosedürler, pediatrik
hastalar (18 yaş altı), pelvik radyoterapi ya da pelvik cerrahi geçiren
hastalar ve RIRC esnasında üreteral erişim kılıfı (ÜEK) hiç denenmeyen
hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastanın anamnezinde üretere herhangi bir endolüminal girişim (gecmis DJ stent takılma öyküsü ya da üreteroskopi öyküsü olması gibi) ya da üretere yönelik ekstrinsik cerrahi
(üreterolitotomi, üreteroneosistostomi gibi) olması “non-Virgin üreter”
olarak kategorize edildi. Diğer taraftan endolüminal girişim ve ekstrinsik
cerrahi öyküsü olmayan hastalar ise “Virgin üreter” olarak ayrıldı. Bu iki
hasta grubu olgu-kontrol eşleştirme yöntemi öncesi ve sonrası “cerrahi
başarısızlık” ve “komplikasyonlar” açısından karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya toplamda 894 hasta dahil edilmiş olup, “nonVirgin üreter” prosedür sayısı 119 (%13,3)’idi. Olgu-kontrol eşleştirmesi öncesinde “non-Virgin üreter” grubunda ortalama yaş (50,6±13,2
vs 46,6±13,6) ve Charlson Komorbidite indeksi 2 ve üzeri hasta oranı
(%51,3 vs %40,4) istatistiksel olarak anlamlı ölçüde daha yüksek izlendi (p<0,05). Ayrıca “non-Virgin üreter” grubunda taş sayısı, toplam
taş hacmi önemli derecede daha fazla olup, taş lokalizasyon değişkeninde özellikle multiple taş lokalizasyon oranının yüksek olması dikkat
çekti (p<0,05). Olgu-kontrol eşleştirmesi öncesinde operasyon süresi,
hastanede yatış süresi, cerrahi başarısızlık, ikincil tedavi gereksinimi,
peroperatif komplikasyon oranları “non-Virgin üreter” lehine anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p<0,05). Ardından “Virgin üreter”
grubundan 131 hasta ile “non-Virgin üreter” grubundan 75 hasta
olgu-kontrol yöntemi ile yaş, cinsiyet, toplam taş hacmi, taş lokalizasyonu, taş dansitesi, taş sayısı ve benzer UEK kullanımı (≤10-12Fr
ve 11-13 Fr≤) gibi değişkenler ile eşleştirildi. Eşleştirmenin ardından
“non-Virgin üreter” grubunda “Virgin üreter” grubuna göre peroperatif
komplikasyon (%19,2 vs %5,3), hastanede yatış süresi (1,54±1,30 vs
1,18±0,98) ve ikincil tedavi gereksinimi (%22,2 vs %8,5) istatistiksel
olarak anlamlı derecede yüksek izlendi (Tablo 1., p<0,05).
Sonuç: Çalışmamıza göre bakir olmayan üretere yönelik RIRC’da
peroperatif komplikasyonlar, hastanede yatış süresi ve ikincil tedavi
gereksinimi bakir üreterlere göre artmış olarak bulunmuştur. RIRC öncesinde bakir olmayan üreteri olan hastalara olası komplikasyonlar
açısından ön bilgilendirme yapılabileceğini ve cerrahın RIRC esnasında oluşabilecek komplikasyonlara karşı daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz.
Anahtar kelimeler: Virgin Üreter, Retrograd İntrarenal Cerrahi,
Komplikasyon