X Tefsir Akademisyenler Buluşması Kur’xxân Nüzulunun Medine Dönemi, Kahramanmaraş, Türkiye, 17 - 19 Mayıs 2013, cilt.1, ss.285-322, (Tam Metin Bildiri)
Vahiy toplumun ruhuna tutulan semavi bir aynadır. Vahiy bir toplumda var olan doğruları ve erdemleri onaylayıp yanlışları tashih ederek yeni bir inşa süreci başlatır. O nedenle Mekkî surelerde Mekke toplumunun izlerini ve algı biçimini bulmak mümkün olduğu gibi Medenî surelerde de Medînelilerin yaşantısına ışık tutan ayetlerin bulunması kaçınılmazdır.
Tevhid, inanç ve şirke dair konuların Mekkî surelerde; ibadet, muamelat gibi konuların Medenî surelerde işlendiğine dair yaygın bir kanaat vardır. Ancak Medenî sureler incelendiğinde görülecektir ki en az Mekkî sureler kadar Medenîlerde de şirki konu edinen ayetler mevcuttur. Allah’a eş koşmak veya ona rağmen başkalarının emir ve yasaklarına gönülden itaat edip bir anlamda onlara ibadet etmek şeklinde büyük/açık şirk; onun dışındakilerin rızasını kazanmak şeklinde de riya ve nifakı içeren küçük/gizli şirk şeklindeki taksim esas alınacak olursa Medenî surelerin pek çoğunda şirk konusuna genişçe yer verildiği görülür. Mesela sondan ikinci sırada indiği kabul edilen Tevbe suresinin ilk bölümünün şirkle ilgili hükümleri içermesi ikinci büyük kısmının da gösterişten uzak kalamayan münafıkları irdelemesi şirkin bu taksiminin (büyük-küçük; açık-gizli) doğru olduğunu göstermekle birlikte vahyin son anına kadar şirk konusunun gündemden düşmediğinin de açık delilidir.
Mekkî surelerde durum gereği şirk konusu veciz ifadelerle ele alınırken Medenî surelerde şirkin ahkama medar yönünü konu edinmesi itibariye ayetler daha uzun ve konular tafsilatlı bir biçimde ele alınmıştır. Örneğin Medenî surelerin ilki olan Bakara suresinde müşriklerle evlilik yasaklanırken daha sonra gelen Maide, Nur ve Mümtehine surelerinde konu ayrıntılarıyla birlikte ele alınmıştır.
Enfal, Âl-i İmran, Haşr, Nisa, Maide ve Beyyine gibi medenî surelerde bir taraftan Mekkeli müşriklere yönelik eleştiriler devam ederken, diğer taraftan tevhîd inancından uzaklaşıp şirke düşen ehl-i kitaba eleştiriler getirilmiş, maamafih müşterek vasıfları sebebiyle bu iki grup pek çok yerde bir arada zikredilmiştir.
Vahyin Medîne döneminde şirk konusunun en çok yer aldığı sure veda haccı öncesinde inen Tevbe suresidir. Bu sure bir taraftan putperest müşrik Araplara yönelik hükümleri ve onların durumunu beyan ederken, diğer taraftan Medîne’de şirkin farklı bir boyutunu sergileyen ehl-i kitabın durumunu izah eder. Bir başka açıdansa zahiren Müslüman gibi davranıp içten içe inkar eden riyakâr münafıkların içyüzünü deşifre eder. Surede, ahde vefa göstermeyen bu kâfirlere asla güvenilemeyeceği ve çok yakın akraba olsalar bile İslam’a saldıran müşriklerle maddî-manevî hiçbir bağın tesis edilemeyeceği belirtilmektedir.
Sunacağımız bu tebliğ, Medenî surelerde şirk konusunu ele alarak şirkin daha çok ahkâm ve ahlakla ilgili kısmını ve şirk inancına bulaşan kişi veya toplumların durumunu vahyin ışığında değerlendirerek Müslümanların bunlara karşı alması gereken tavrı irdelemektedir.