Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, cilt.7, sa.1, ss.83-92, 2024 (Hakemli Dergi)
Türk ulusal kurtuluş mücadelesi, bağımsızlığın sağlanması amacıyla farklı dünya görüşlerine sahip insanları
bir araya getirmişti. Mücadelenin önder kadrosunun da görüşleri birbirlerinden farklılık göstermekte ancak
bu farklılıklar, ortak payda doğrultusunda hareket edildiğinden diğer bir deyişle ulusun var olma mücadelesi
söz konusu olduğundan mütevellit sorun teşkil etmemekteydi. Millî mücadelenin başarıya ulaşmasının ve
uluslararası arenada tasdikinin ardından siyasi alanda başlayan mücadele, göz ardı edilen ayrılıkları da gün
yüzüne çıkarmıştı. Siyasi alandaki savaşın, milli mücadelenin kahramanları arasında çıkması ise
cumhuriyetin ilerleyeceği güzergahı doğrudan belirleyici bir nitelik taşımaktaydı. Millî mücadelenin öncü
paşalarının ayrılıkları, başta şahsi husumetlerle ardından meclisteki hizipleşme ile ortaya çıkmış,
nihayetindeyse yeni bir partinin doğuşuna yol açmıştır: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TpCF). TpCF’nin
kuruluşu, Cumhuriyet Halk Fırkası’nı da (CHF) etkilemiş; cumhuriyet, liberal demokrasiyi kısa süreli de olsa
tecrübe edebilmiştir. Devlet, kurumlarını demokrasi çerçevesinde şekillendirme imkânına haiz olabilse de bu
durum kalıcılığını koruyamamış, başlanılan noktaya geri dönülmüştür. Cumhuriyetin erken dönemlerinde
deneyimlenen çok partililik yerini tek partiye bırakmıştır. Bu çalışmada milli mücadele sonrasının ilk siyasi
kavgasının öznelerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yasal muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası’nın tarihi ve ideolojisi incelenecek; iktidar partisi Cumhuriyet Halk Fırkası’nın muhalefete bakışı,
parti içindeki güç dengeleri ve devlet elitlerinin demokrasiye bakışları anlaşılır kılınmaya çalışılacaktır.