TÜRK KARASULARINDA GEMİ KAZALARI ÜZERİNE BİR İNCELEME


Creative Commons License

Genç S. D., Arıcan O. H.

1. INTERNATIONAL PRIZREN SCIENTIFIC RESEARCHES AND INNOVATION CONGRESS, Prizren, Kosova, 26 - 27 Nisan 2025, ss.60-72, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Prizren
  • Basıldığı Ülke: Kosova
  • Sayfa Sayıları: ss.60-72
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Deniz kazaları, denizcilik sektöründe can ve mal kaybına yol açan en kritik güvenlik sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Deniz kazaları küresel ticaretin ve teknolojinin gelişimi ile sayısal olarak günümüzde arttığı görülmektedir. Bu çalışma, 2010-2024 yılları arasında Türk karasularında meydana gelen deniz kazalarının frekans analizini gerçekleştirerek, kazaların türleri, zaman aralıkları, gemi operasyon süreçleri ve gemi ile bayrak türlerine göre dağılımlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verileri temel alınarak yapılan analizde, toplam 83 deniz kazasında 105 geminin yer aldığı tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, kazaya karışan gemilerin ortalama yaşı 27,13’tür. Bu, yaşlı gemilerin teknik arızalara ve kaza riskine daha açık olduğunu göstermektedir. Kazalar en çok "Çatışma", "Batma", "Man Over Board" ve "iş kazası" türlerinde gerçekleşmiş, bu da gemi personelinin eğitimi, güvenlik önlemleri ve operasyonel disiplinin önemini vurgulamaktadır. Gemi operasyon türleri bakımından, kazaların büyük bölümü seyir, demirleme ve yükleme-tahliye işlemleri sırasında meydana gelmiştir. Bu durum, operasyonel süreçlerin sıkı denetlenmesi ve personelin sürekli eğitilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Gemi türleri açısından değerlendirildiğinde, Türk bayraklı özel tekneler ve balıkçı gemilerinin kazalarda ön planda olduğu, yabancı bayraklı kazaya karışan gemilerde ise genellikle Panama ve Malta gibi kolay bayrak olarak nitelendirebileceğimiz ülkelere ait kuru yük gemilerinin yer aldığı görülmüştür. Bu gemilerin çoğunun yaşlı ve teknik açıdan yetersiz olması dikkat çekicidir. Çalışmanın sonuçları, deniz güvenliği açısından yüksek riskli alanların ve operasyonların belirlenmesine katkı sunmakta; buna bağlı olarak önleyici politikaların ve müdahale planlarının geliştirilmesine bilimsel zemin oluşturmaktadır.