TEMSİL KRİZİNİ SEMBOLLE AŞMAK: SÖZLEŞMECİ TOPLUMLARIN TEMSİL KRİZİNDE SEMBOL VE POPÜLİZM


coşkuner m.

FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), sa.36, ss.177-195, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Popülizm literatürü, popülist hareketleri liberal demokrasilerde yaşanan temsil krizlerinin bir sonucu olarak değerlendirmektedir. Bu bağlamda halka seslenme ve onları temsil etme kapasitelerine vurgu yapılmaktadır. Ancak literatür genellikle bu halkın niteliğine değinmemektedir. Bir siyasal kitle olarak popülistlerin üzerine yaslandığı halk kimliksiz midir? İlgili literatürün taranmasıyla, popülist hareketlerin temel dayanak noktasını oluşturan halkı incelemeyi amaçlayan bu çalışma, popülizm çalışmalarında pek dikkate alınmayan halkın neden popülist hareketleri kendilerinin birer temsilcileri olarak gördüklerini açıklamaya çalışacaktır. Temsilin yabancılaştırıcı etkilerinin popülist hareketler tarafından sembollerle aşıldığı iddia edilecektir. Halk ile popülist hareketi birbirine yaklaştıran sembollerin halkın baskın bir etnik, kültürel veya dini karaktere sahip olduğu için işlevsel kılınabildiğini göstererek bu halkı demos olarak değil de ethnos olarak tanımlamak gerektiğini öne sürecektir.
The populist literature evaluates populist movements as a result of the crisis of representation in liberal democracies. In this context, their capacity to address and represent the people is emphasized. However, the literature generally does not refer to the nature of these people. As a political mass, is people on which populists based on without an identity? By analyzing the relevant literature, this study aims to examine why they see populist movements as their representatives. It is going to be argued that the alienating effects of representation have been overcome by populist movements with symbols. It will be shown that symbols getting closer the people and populist can be made functional because the people have a dominant ethnic, cultural or religious character. And it will be alleged that it is necessary to define the people as ethnos and not as demos.