Kalp Ritim Uyumu (HRV) ve Sezgisel Düşünme Becerisi ve Tipi Arasındaki İlişkilerin Analizi


Creative Commons License

Şahin İ.

XI. INTERNATIONAL EURASIAN EDUCATIONAL RESEARCH CONGRESS, Kocaeli, Türkiye, 21 - 24 Mayıs 2024, cilt.1, ss.745-748

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.745-748
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kalp Ritim Uyumu (HRV) ve Sezgisel Düşünme Becerisi ve Tipi Arasındaki İlişkilerin Analizi İsmet Şahin

Kocaeli Üniversitesi

Problem Durumu

Sezgi, geçmiş bilgilere veya mantıksal akıl yürütmeye dayanmaksızın gerçekliği anlama, tahmin etme ve doğrudan hissetme kapasitesidir (TDK 2024). Felsefe ve psikoloji alanındaki literatür taramasının özeti olarak, bir inanç, inanma eğilimi, algıya benzer bir deneyim ve bilginin ortaya çıkmasını hızlandıran bir araç olarak tanımlanmaktadır. Psikolojide sezgi, hızlı, bilinçsiz ve kapsamlı çağrışımlardan ortaya çıkan, duygusal olarak yönlendirilen yargılar olarak tanımlanır. Akıl yürütmeye veya mantığa ihtiyaç duymadan çözümleri keşfeden veya yönlendiren bir duyum, bilişsel kapasite, öngörü veya önsezi olarak da nitelendirilebilir (Bealer, 1998; Nado, 2014; Koksvik, 2011; Bibika, 2024; Gündoğan, 2024; Haklı)., 2007; Öktem, 2000; Soyaslan, 2024).

Sezgiyi; problem çözme, ahlaki, yaratıcı sezgi (Pretz vd., 2014), ilişkisel, eşleştirme, kümülatif ve yapıcı sezgi (Glöckner ve Witteman, 2010), çıkarımsal, duygusal ve bütüncül sezgi (Cai Shi ve Lucietto, 2021), duyu dışı algı, apaçık gerçekler, belirli durumların doğrudan kavranması ve uzman içgörüsü (Agyakwa, 1988) gibi sınıflandırmaya yönelik birçok çaba görülebilir. Gore ve Saddler-Smith (2011) tarafından üç genel sezgi alanı mekanizması önerilmiştir; belirsizlik altında buluşsal yöntemlerin uygulanması, alanla ilgili karmaşık şemaların edinilmesi ve etkinleştirilmesi ve duygulanımın karar verme sürecine dahil edilmesi.

McCraty’e göre (2015) sezgi üç farklı biçimde sınıflandırılabilir: örtülü bilgi, enerji duyarlılığı ve yerel olmayan sezgi. Örtülü bilgi, daha önce edinilen ancak daha sonra unutulan veya bilinçli olarak kabul edilmeyen bilgiyi ifade ederken, enerji duyarlılığı sinir sisteminin dış uyaranları tespit etme ve bunlara tepki verme yeteneğini ifade eder. Yerel olmayan sezgi, önceki bilgilere veya dış uyaranlara atfedilemeyen bir içgörü veya algıyı ifade eder.

Bu sınıflandırmalara göre sezgi, tanıdık bir durumda geçmiş deneyim, bilgi ve akıl yürütmeye dayanan açık bir kavrama biçimi olarak anlaşılabilir. Ayrıca, alışılmadık durumlarda, geçmiş deneyimler ve bilgiler tarafından oluşturulan zihinsel şemalara dayanan örtülü bir anlayış biçimi olarak da görülebilir. Ek olarak, sezgi, özellikle riskli ve kritik durumlarda, duygulanım, duygu ve somatik işaretlerle karakterize edilen, anında kavramanın bir biçimi olarak tanımlanabilir. İlk ikisine işaret veya ipucu okuma ya da yorumlama adı verilebilir. Algılama, farklı sinyallerin, tanınabilir ipuçlarının tanınması yoluyla veya önceki deneyimlerden oluşan bilinçaltı kalıplardan yararlanarak algılama eylemidir. Sonuncusu, bilinçli düşünceden, bilgiden ve mantıksal çıkarımlardan ayrı, duyu dışı bir duygulanım, içgüdüsel bir sezgi olarak tanımlanabilir.

Sezgi, beyinde, kalpte veya bağırsakta merkezlenen, telepati ve öngörüyle ilişkili bir frekans, biyolojik enerji veya elektrik algılama mekanizması da olabilir (McCrathy, 2015). Bu açıdan bakıldığında öncelikle sezginin ne olduğundan çok, var olup olmadığının araştırılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.

Sezgi kavramı ve insan davranışı üzerindeki etkisi ilgi duyulan bir konudur. Mekanik veya otomatik bir süreçle algılanmayan duyularımızın, gerçeklik algımızı şekillendirmede sezgisel bir seçime sahip olabileceği de düşünülebilir. Bu fikir, duyularımız aracılığıyla algıladığımız gerçek dünyanın yalnızca daha yüksek bir varoluş düzeyinin yansıtıcı bir görüntüsü olabileceği yönündeki Platon'un mağara benzetmesi ile desteklenebilir.

Vücudumuzun merkezi organı olan kalp, bir çok kültürde bilimsel olmasa da duyguların, tutkuların ve bilgeliğin merkezi olarak kabul edilmektedir. Duygularımız kalpte yaşanan ve onun aracılığıyla aktarılan davranışlar olarak görülmektedir. Armour'un (1994) araştırması, kalbin 40 bin nöritten oluşan karmaşık bir iç sinir sistemine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu sistem, kalbin beyni, beyne bilgi vermeye, komuta etmeye, düzenlemeye ve yönlendirmeye yarayan önemli sinyaller iletir.

Kalbin beyni tüm bilişsel ve duygusal işlevlerimizi etkilemekte ve bazı durumlarda serebral korteksten daha verimli olduğu söylenmektedir. Bilimsel çalışmalar, kalp ritmi, kan basıncı, solunum ve sindirim sistemlerinde öngörülebilir değişikliklerle birlikte duygulanım değişikliklerinin de eş zamanlı olarak meydana geldiğini ortaya koymuştur. Periferik sinir sisteminin Sempatik bölümü bizi stresli durumlarda harekete geçirir ve çatışmaya hazırlar, parasempatik bölümü ise sakin durumlarda gevşemeyi ve sakinliği sağlar (Lacey ve Lacey, 1978; McCraty, 2002; Atkinson ve diğerleri, 1995).

Sezgi ve Kalple ilgili araştırmalar içgüdülerimiz, duygularımız ve kalbimiz arasında derin bir bağlantı olduğunu göstermektedir (Otte, 1990; Holzer, 2022; Damasio, 1994; Dunn ve diğerleri, 2010). Kalp genellikle duygular ve empatiyle ilişkilendirilir ve sevginin, şefkatin ve sezginin merkezi olarak kabul edilir. Kalplerimizle derinden bağlantı kurduğumuzda ve duygularımızla uyum içinde olduğumuzda, sezgilerimiz daha net ve erişilebilir hale gelir, kararlar almamıza, bağlantılar kurmamıza ve hayatı daha özgün ve anlamlı bir şekilde yönlendirmemize olanak tanır. McCraty ve ark. (2004a ve b) kalp atış hızı değişkenliği (HRV), kalp ritmi tutarlılığı ve fizyolojik tutarlılık üzerine çalışmalar yürütmüştür. Hem beynin hem de kalbin, bilgisayar tarafından rastgele seçilmeden yaklaşık 4 ila 5 saniye önce yaklaşan duygusal resim hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade etmişlerdir. Bu ilişki duygusal, sezgisel ve ruhsal yeteneklerimizi kapsamaktadır.

Kalp atış hızı değişkenliği (HRV) kalp atış hızındaki veya R-R aralığının (kalp periyodu) süresindeki atımdan atıma değişimi ifade eder. Kalbin faaliyetindeki koordinasyon ve uyum düzeyinin bir ölçüsüdür. Fizyolojik tutarlılık, artan kalp atış hızı değişkenliği (HRV) ile ilişkilidir ve öz düzenleme kapasitesi, duygu düzenleme, sosyal etkileşimler ve bilişsel performansla bağlantılıdır.

Bu çalışma, kalp ritmi değişkenliğinin göstergesi olarak hizmet eden ölçümler ile bireylerin kendi beyanlarıyla (self report) sezgilerin gücü ve türü arasındaki ilişkileri araştırmayı amaçlamaktadır. Bu bağlantılar keşfedilirse, öğrenme ve karar verme süreçlerine yeni bir bakış açısı sunan, insan sezgisine yönelik biyolojik bir gösterge elde edilebilir.

Yöntem

Araştırma, Kocaeli Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler bölümünün onayı ve araştırmanın yapıldığı fakültenin dekanının izni ile gerçekleştirilmiştir. Raporlama sırasında Quillbot yapay zeka uygulamasından sınırlı ölçüde çeviri ve başka bir şekilde ifade etme amacıyla yararlanılmıştır.

Araştırmanın evreni Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencileridir. Araştırma hakkında bilgilendirilen öğrencilerden gönüllülük esasına dayalı olarak farklı bölümlerden çoğunlukla 1 ve 2 sınıf 19-21 yaş aralığında 149 kız ve erkek öğrencilerdir. Örneklemlere Demiral ve diğerlerinin (2006) geliştirmiş olduğu genel sağlık ölçeğinin kısa formu izin alınarak uygulanmış ve sağlığı referans değerlerinin altında, teşhis konulmuş psikolojik ve diğer rahatsızlıkları olan örneklemler elenmiştir. Analizler geride kalan 105 bireyle yürütülmüştür. Ayrıca analizlerde bazı uç değerleri olanlar çıkarılmıştır. Bu öğrencilerden 56’sı oruç 45’i oruç değildir. Oruç ve regl olmayan öğrenci sayısı ise 33’tür.

Kalp ritim uyumu ölçümleri için KYTO2935 HRV sensörleri kullanılmıştır. Bu sensörler geçerlilik ve güvenilirlik açısından Shenzhen Asia Test Technology Co., Ltd. tarafından test edilmiştir. Testlerin tüm standart bölümlerinden başarıyla geçmiştir ve %95 güven düzeyine sahiptir. Elde edilen kalp ritim verileri Elite HRV Bluetooth uygulaması tarafından çeşitli HRV göstergelerine dönüştürülmüştür. Elite HRV uygulamasının doğruluğu ve tutarlılığı çeşitli çalışmalarda Polar V-800 kalp atış hızı monitörüyle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Çalışmalar, uygulamanın Polar V800 kalp atış hızı monitörüyle uyumlu ve güvenilir veriler sağladığını göstermektedir. Ancak çok düşük, düşük ve ya otomatik artifakt düzeltme filtreleri kullanılırken dikkatli olunması tavsiye edilmektedir.

Berkant ve diğerleri (2022) tarafından oluşturulan Sezgisel Düşünme Ölçeğinin dört farklı boyutu vardır: Kararlılık, içsel kesinlik, duygusal okuryazarlık ve kavrayışın örtüklüğü. Ölçeğin tamamı için Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0,80 olarak belirlenmiştir.

Çalışma, sağlıklı bireylerde, oruç tutan ve tutmayan bireylerde ve adet gören ve adet görmeyen tüm örneklemde sezgi ile kalp atış hızı değişkenliği (HRV) arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlamaktadır. KYTO2935 parmak ve kulak sensörleri kullanılarak kalp ritmi ölçümleri alınmış ve elde edilen değerler bilgisayara işlenmiştir. Ardınan örneklemlerden Sezgisel Düşünme Ölçeğini doldurmaları istenmiştir. Veri toplama süreci her birey için yaklaşık 30 dakika sürmüştür ve sonuçlar SPSS istatistik programı versiyon 27 kullanılarak analiz edilmiştir.

Bulgular

Tüm sağlıklı örneklem için sonuçlar

Genel sağlık ölçeği ve teşhis konulmuş hastalığı olan bireyler çıkarıldığında örneklem sayısı 105’e düşmüştür. Tüm sağlıklı örneklemlere (105 kişi) ilişkin sonuçlar, toplam sezgi puanları ve kararlılık alt boyutu puanları ile düşük frekans gücü (LF power) arasında Cohen etki büyüklüğü kriterlerine göre düşük ve orta düzey anlamlı bir korelasyon olduğunu göstermektedir. Basitçe söylemek gerekirse Sezgisel Düşünme toplam puanı ve kararlılık alt boyutu puanları arttıkça düşük frekans gücünde de artış görülmektedir. Özetlemek gerekirse, sezgisel düşünme yeteneğindeki artışa, barorefleks fonksiyonundaki artış ve kalp ritmindeki azalma eşlik etmektedir. Aşağıdaki liste Berkant ve arkadaşlarının (2022) sezgisel düşünme ölçeğinin kararlılık alt boyutuna ait maddeleri içermektedir.

1. Olaylar karşısında mantığımla hareket ederim.

2. Bir konu hakkında karar verirken farklı görüşleri dikkate alırım.

3. Kararların delillere dayalı olarak verilmesi gerektiğine inanıyorum.

4. Çevremde olup bitenleri delilleri dikkate alarak analiz ederim.

Bu maddeler incelendiğinde rasyonel, mantıksal ve bilimsel düşünmeyi tanımladıkları görülmektedir. Bu maddeler ölçekte ters kodlandığı için bireyin mantıksal, rasyonel ve bilimsel düşünme becerisi azaldıkça barorefleks fonksiyonunun (Lf gücü) arttığı ve kalp ritminin azaldığı söylenebilir. Bu durumda varsayılan sezgisel düşünme becerisinin (en azından kararlılık alt boyutu için) rasyonel ve mantıksal düşünme becerisi ile ters ilişkili olduğu görülmektedir.

Sağlıklı ve oruç olmayan örneklem için sonuçlar

Sağlıklı ve oruç olmayan bireylerde kalp atım hızındaki kısa süreli hızlı değişimlerin ortalamasının karekökü (doğal logaritma) olan InRMSSD arttıkça kararlılık alt boyutu puanları anlamlı düzeyde artmaktadır (r=0,335, n=44, p<0,05). Puanların ters kodlandığı dikkate alındığında birey rasyonel, mantıksal düşünme becerisinden uzaklaştıkça InRMSSD değerinin arttığı, parasempatik sistem aktivitesinin arttığı ve kalp atış hızının azaldığı söylenebilir. InRMSSD değeri arttıkça sezgisel düşünmede kavrayışın örtüklüğü alt boyutunun puanları da artmaktadır (r=.319, n=45, p<.05). Sezgisel düşünme kavrayışın örtüklüğü olarak kabul edilirse InRMSSD yani kalp atış hızındaki kısa süreli değişiklikler ile orta etki büyüklüğünde pozitif bir korelasyona sahiptir. Başka bir ifadeyle sezgisel düşünme becerisi, akılcı ve mantıksal düşünmenin tam tersi olarak kabul edilirse, kalp atış hızındaki kısa süreli değişikliklerin ortalaması ile ilişkilidir.

Kalp atım hızındaki R-R aralıklarının ortalaması olan MRRINT da sezgisel düşünme kararlılık alt boyutu (r=0,347, n=44, p<0,05) ve kavrayışın örtüklüğü alt boyutlarıyla (r=0,338, n=44, p<.05) orta düzeyde pozitif anlamlı ilişkiler göstermiştir. Yani R-R atım aralıklarının ortalaması yüksekse kalp atım aralıkları geniş ve dakikadaki kalp atım sayısı düşük demektir. Başka bir deyişle dakikadaki kalp atış sayısı azaldıkça sezgisel düşünmede kararlılık alt boyutu puanı ve kavrayışın örtüklüğü alt boyutu puanları artmaktadır. Önceki bölümde tüm bireylerde görüldüğü gibi oruç tutmayan bireylerde sezgisel düşünmede kararlılık alt ölçek puanları arttıkça düşük frekans gücü de artmaktadır (r=0,317, n=44, p<0,05). Yani barorefleks fonksiyonu arttığında ve kalp ritmi azaldığında sezgisel düşünmedeki kararlılık artmaktadır. Dakika başına ortalama kalp atış hızı (HRmean) ve sezgisel düşünmede kavrayışın örtüklüğü ile kararlılık alt boyutu arasında orta düzeyde anlamlı negatif bir korelasyon gözlenmektedir. Bu bulgu doğal olarak R-R aralığı ortalaması, INRMSSD ve RMSSD ile ilgili önceki bulgularla tutarlıdır.

Sağlıklı, oruç tutmayan ve adet görmeyen örneklem için sonuçları

Oruç olmayan ve adet görmeyen sağlıklı örneklerden elde edilen veriler sezgisel düşünme de kararlılık ve kavrayışın örtüklüğü alt boyutlarıyla RMSSD, InRMSSD ve MRRINT arasında orta düzeyde anlamlı pozitif ilişkiler göstermektedir. Ayrıca sezgisel düşünme de kararlılık alt boyutu düşük frekans gücü (LF power) arasında da (r=.397, 32 sd, p<.05) orta düzey anlamlı pozitif ilişki vardır. Kavrayışın örtüklüğü alt boyutu ise yüksek frekans tepe değeri ile (r=-.358, sd 33, p<.05) ve kalp ritim ortalaması (HRmean) arasında (r=-.513, sd 33, p<.05) anlamlı negatif ilişki içerisindedir.

Oruç olmayan ve adet görmeyen sağlıklı örneklerden elde edilen veriler, kalp ritminin düzenli ve sakin hale gelmesiyle sezgisel düşünme becerilerinin geliştiğini göstermektedir.

Özet

Düşük frekans gücü (LF gücü), oruç olan ve olmayan ve adet gören ve görmeyen de dahil olmak üzere tüm bireylerde sezgisel düşünmede kararlılık alt boyutu ile dikkat çekici ve tutarlı bir pozitif korelasyona sahiptir. Oruç tutmayan bireyler seçildiğinde, düşük frekans gücünün yanı sıra sezgisel düşünmede kararlılık ve kavrayışın örtüklüğü boyutları ile InRMSSD ve Ortalama R-R Aralığı arasında orta etki büyüklüğünde pozitif korelasyonlar bulunmuştur. Ayrıca, oruç tutmayan katılımcılarda kararlılık ve kavrayışın örtüklüğü puanları ile ortalama kalp atış hızı (HRmean) arasında dikkate değer ters korelasyonlar gözlenmiştir.

Araştırma bulguları, sezgisel düşünme becerilerinin bazı alt boyutları ve belirli kalp ritmi indeksleri arasında güçlü ilişkiler olduğunu göstermektedir. Bu korelasyonlar etki büyüklüklerine göre farklılık göstermektedir ancak sezgisel düşünme yeteneği olarak nitelendirilen veya kabul edilen bazı özelliklerimizin kalp ritmi indeksleriyle bağlantılı olduğunu ve daha kapsamlı bir araştırma gerektirdiğini ileri sürmek için yeterlidir.

Sezgi olayını, kökenleri ve birçok tezahürü de dahil olmak üzere tam olarak anlamak ve ölçmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Doğru ölçüm için beyana dayalı ölçeklerle birlikte çeşitli performans göstergelerini içeren testler gereklidir.

Kaynakça

Agyakwa, K. (1988) Intuition, Knowledge and Education. Journal of Educational Thought, 22 (3), 1988

Armour, J.A. and J.L. Ardell, eds. Neurocardiology. 1994, Oxford University Press: New York.

ATT-2017SZ0217856F (2017) report page https://fccid.io/2ALC3KYTO2935/Test-Report/Test-Report-3317070

Bealer, George (1998). Intuition and the Autonomy of Philosophy. In Michael DePaul & William Ramsey (eds.), Rethinking Intuition: The Psychology of Intuition and Its Role in Philosophical Inquiry. Rowman & Littlefield. pp. 201-240.

Berkant, G. H., Bahadır, S., Şanal, N. (2022) Sezgisel Düşünme Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. 21 (84) 1569 1592. DOI: 10.17755/esosder.1110971

Bibika M. U. (2024) Gerçekligin Bütününe Ancak Sezgi Yoluyla Ulasiriz- Henri Bergson. Destek Yayınları. ISBN: 9786256608689 Cai S., Azevedo, T. M., & Lucietto, A. M. (2021, July). Assessing Intuition Used Among Undergraduate Engineering Technology

and Engineering Students. In 2021 ASEE Virtual Annual Conference Content Access.

Demiral, Y., Ergor, G., Unal, B., Semin, S., Akvardar, Y., Kivircik, B., & Alptekin, K. (2006). Normative data and discriminative properties of short form 36 (SF-36) in Turkish urban population. BMC public health, 6, 247. https://doi.org/10.1186/1471-2458-6-247

Damasio, A. R. (1994). Descartes’ Error: Emotion Reason, and the Human Brain. New York: Avon Books.

Dunn, B. D., Galton, H. C., Morgan, R., Evans, D., Oliver, C., Meyer, M., Cusack, R., Lawrence, A. D., & Dalgleish, T. (2010). Listening to Your Heart: How Interoception Shapes Emotion Experience and Intuitive Decision Making. Psychological Science, 21(12), 1835-1844. https://doi.org/10.1177/0956797610389191

Glöckner, A. & Witteman, C. (2010). Beyond dual-process models: A categorization of processes underlying intuitive judgment and decision making. Thinking and Reasoning, 16(1), 1-25.

Gore, J., & Sadler-Smith, E. (2011). Unpacking Intuition: A Process and Outcome Framework. Review of General Psychology, 15(4), 304-316. https://doi.org/10.1037/a0025069

Gündoğan, A. O. (2024) Sezgicilik. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi Tubitak. https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/sezgicilik

Haklı. (2007). İbn Sînâ epistemolojisinde bir bilgi kaynağı olarak “Sezgi.” Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 6(11), 3552. https://dergipark.org.tr/en/pub/hititilahiyat/issue/7694/100805

Koksvik, Ole (2011). Intuition. Dissertation, Australian National University

Lacey, B. C., & Lacey, J. I. (1978). Two-way communication between the heart and the brain. American Psychologist, 2, 99113.

McCraty, R., Influence of cardiac afferent input on heart-brain synchronization and cognitive performance. International Journal of Psychophysiology, 2002. 45(1-2): p. 72-73.

McCraty, R., Atkinson, M., & Bradley, R. T. (2004a). Electrophysiological evidence of intuition: part 1. The surprising role of the heart. Journal of alternative and complementary medicine (New York, N.Y.), 10(1), 133143. https://doi.org/10.1089/107555304322849057

McCraty, R., M. Atkinson, M., and Bradley, R.T. (2004b) Electrophysiological evidence of intuition: Part 2. A system-wide process? Journal of Alternative and Complementary Medicine, (New York, N.Y.) 10(2): p. 325-336. https://doi.org/10.1089/107555304322849057

McCraty, Atkinson, Tomasino, & Bradley. (2009, December 1). The Coherent Heart HeartBrain Interactions, Psychophysiological Coherence, and the Emergence of System-Wide Order. Integral Review, 5(2).

Nado. (2014). Why intuition? Philosophy and Phenomenological Research, 89(1), 1541. https://www.jstor.org/stable/24672978

Otte, M. (1990) Intuition and Logic. For the Learning of Mathematics Vol. 10, No. 2 (Jun., 1990), pp. 37-43
Öktem. (2000). Descartes Kant Bergson ve Husserl’de Sezgi. Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih Corafya Fakültesi Dergisi, 40(12),

159188. https://doi.org/10.1501/Dtcfder_0000000592

Pretz, J. E., Brookings, J. B., Carlson, L. A., Humbert, T. K., Roy, M., Jones, M., & Memmert, D. (2014). Development and validation of a new measure of intuition: The Types of Intuition Scale. Journal of Behavioral Decision Making, 27(5), 454467. https://doi.org/10.1002/bdm.1820

Rein, G, Atkinson, M. & McCraty R. (1995) The Physiological and Psychological Effects of Compassion and Anger Journal of Advancement in Medicine. 1995; 8(2): 87-105.

Soyarslan, S. (2024) Spinoza: Intuition. Philpapers (Open Access Bibliography of Philosophy) retrieved 10th April 2024 from https://philpapers.org/browse/spinoza-intuition

TDK (2024). Türkçe sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu. https://sozluk.gov.tr/