Afyon Kocatepe Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi, cilt.7, sa.2, ss.1-20, 2024 (ESCI)
Müslümanlar,
tarih yazıcılığında kendi özgünlüklerinin yanı sıra Hicaz, Suriye, Mısır,
Mağrib, Endülüs, Irak, İran, Sind ve Mâverâünnehir gibi kadim medeniyet
havzalarında var olan birikimi tevarüs etmişlerdir. Tarih yazıcılığını daha
sistemli ve metodolojik bir hale getirmişler ve çok çeşitli türler
oluşturmuşlardır. Özgünlük ve tevarüsü ahenkli bir şekilde birleştiren
Müslümanların VII.-X. asırda teşekkül eden tarih yazıcılığı bu süre zarfında
Hint Alt Kıtası ile sıkı bir irtibat halinde olmuştur. Ancak kıtaya asıl
etkisini ve katkısını, tarih yazıcılığında gelişimini sürdürdüğü XI.-XVIII.
asırlarda göstermiştir. Söz konusu
dönemde Gazneli, Delhi Sultanlığı ve Bâbürlü devletleri Hindistan’da siyasî hâkimiyet
kurmuşlardır. Zikredilen devletler bir metodoloji geliştirmiş ve gelişimini
tamamlamış Müslüman tarih yazıcılığını bölgeye aktararak Hindistan’da tarihyazımı
faaliyetlerine çağ atlatmışlardır. Zira Hindistan’a özgü döngüsel,
mistik, mitolojik, bozulmaya ve mistifikasyona dayalı olan tarih yazıcılığı
Müslümanların geliştirdiği metodoloji ve oluşturduğu model ile değişmiş ve
gelişmiştir. Bu bağlamda Arapça ve Farsça lisanları ile kıtada büyük bir lisanî
zenginlik oluşturmuşlar; Siyer, megâzî, genel ve özel tarihler, şehir ve bölge tarihleri şeklinde
dört ana tür üzerinden çeşitlilik sağlamışlardır. Netice itibariyle Hint Alt Kıtası’ndaki tarih yazıcılığı Müslümanların
tarih yazıcılığındaki güçlü katkısı ve etkisi ile büyük bir gelişim
göstermiştir. Bu çalışma Hint Alt Kıtası’nda Müslümanların tarih yazıcılığı
sürecini derinlikli bir şekilde ele almaktadır. Bu konular üç büyük hanedanlık,
dokuz yerel sultanlık ve özellikle İngilizlerin Doğu Hindistan Şirketi ile
başlayan ancak devlet sömürgesi olarak devam eden faaliyetleri dikkate alınarak
dört yüzü aşan tarih kaynağı üzerinden müzakere edilmiştir. Çalışmanın temel
önemi Hint Alt Kıtası’nda tarih yazıcılığında Müslümanların özellikle XIX. asra
kadar gelişim gösteren güçlü katkısını ve etkisini bütünlüklü bir şekilde
ortaya koyma adımını atmasıdır. Çalışmanın amacı ise ülkemizde sürekli gelişim
gösteren Hint Alt Kıtası çalışmalarına yönelik ilgiyi daha da güçlendirmek ve
tarih yazıcılığı alanındaki devasa mirası gün yüzüne çıkarma girişiminde
bulunmasıdır.