Mehmet Âkif Ersoy’un Şiirlerinde Hikâye ve Fıkra Üslubu


Creative Commons License

Şahan R.

SIRAT-I MÜSTAKİM/SEBİLÜRREŞAD DERGİSİ ve MEHMET ÂKİF ERSOY SEMPOZYUMU, Kocaeli, Türkiye, 27 Aralık 2020, ss.221-242, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.221-242
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mehmet Âkif Ersoy, şiirlerinde dinden siyasete, sosyal hayattan tarihi hadiselere kadar çok geniş alanda konulara yer vermiştir. Bazen bir insan, bazen bir köy halkı, bazen bir mahalle onun şiirlerinde karşımıza çıkmaktadır. Hayatı ve çevresini çok derin gözlemlerle inceleyen büyük şair Mehmet Akif Ersoy, okuyucuya zihnindeki dünyayı aktarabilmek, aynı ruh ve düşünce atmosferine çekebilmek için edebî sanatların birçoğunu kullanmış ve ele aldığı konuları hikâye ve fıkralarla daha cazip ve daha anlaşılır bir hale getirmiştir. Ersoy, Kartal’daki bir düğünü anlatırken aslında milletin olması gereken canlı, kanlı ve şanlı dönemleri ile düşmüş olduğu mahzûn ve biçare durumu arasında kıyaslamalar yapar. Konya’da köylüler tarafından kovulan bir öğretmeni anlatırken kötü bir örnek üzerinden bir muallimde olmaması gereken bütün özellikleri anlatarak aslında bir öğretmenin nasıl olması gerektiğini de vurgular. Seyfi Baba şiirinde hasta halinde yaşlı bir dostuna yaptığı sıradan bir ziyareti anlatıyormuş gibi gözükse de,

“Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası:

Dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!”

diyerek aslında hayatının temel fikri ve gayesi olan çalışma, azim ve gayret konusunu vurgular. Yani Akif’in anlattığı fıkra ve hikâyeler öyle sırf hoş vakit geçirmek için anlatılan şeyler değil, Kur'ân’dan aldığı ilhamla her bir hikâyeyi belli bir ders ve ibret için anlatır.

Sunulacak olan bu tebliğde Ersoy’un şiirlerinde yer alan hikâye ve fıkralar üzerinde durulacaktır. Anlatımların gücünü artıran ve okurun hayal dünyasını da zenginleştiren bu üslup edebi sanatlar ve anlatım gücü açısından incelenecektir. Tebliğin temel amacı, Mehmet Akif Ersoy’un içinde yetiştiği toplumun sahip olduğu kültürel unsurlardan olan hikâye ve fıkralara ne kadar hâkim olduğunu gözler önüne sermek ve onun, meselenin anlaşılırlığını sağlamak için hikâye ve fıkraları büyük bir ustalıkla kullandığını göstermektir.

Anahtar kelimeler: Mehmet Akif Ersoy, Safahat, hikâye, fıkra, edebî sanatlar.