Rathke kleft kist rüptürüne sekonder gelişen ksantomatöz hipofizit olgusu


Creative Commons License

Gezer E., Çabuk B., Yaprak Bayrak B., Cantürk Z., Çetinarslan B., Selek A., ...Daha Fazla

ENDOKURS 5 Mezuniyet sonrası eğitim kursu, Antalya, Türkiye, 10 - 14 Kasım 2021, ss.109-110

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Doi Numarası: 10.21203/rs.3.rs-542591/v1
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.109-110
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Hipofizit (HP), hipofiz bezinin kronik veya akut inflamasyonuna sekonder gelişen, hipofiz disfonksiyonu ve kitle basısı ile ilgili semptomlara neden olabilen nadir bir hastalıktır. Lenfositik HP, primer HP’nin en yaygın alt tipi iken, ksantomatöz HP (XHP), bugüne kadar bildirilen 35 vaka ile en nadir form olarak kabul edilir. Olgu: 35 yaşında kadın hasta ilk olarak 2 yıldır adet görmeme ve baş ağrısı şikayeti ile bir Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğine başvurdu. Makroprolaktinoma öntanısıyla haftada iki kez 0,5 mg kabergolin başlanma öyküsü mevcut. Düşük gonadotropin seviyeleri saptanan hastada dirençli amenore nedeniyle Endokrinoloji kliniğimize sevk edildi. Hipofiz fonksiyon testlerinde panhipopitüitarizm saptandı ve gadolinyumlu hipofiz magnetik rezonans görüntülemede infundibulum ve duraya doğru devam eden yaygın kontrastlanma gösteren 13 x 11 x 12 mm boyutlarında sellar kitle izlendi (Resim 1). Hastaya endoskopik endonazal transsfenoidal yaklaşım uygulandı ve operasyon sırasında lezyondan kalın sarımsı sıvı drene olduğu görüldü (Resim 2). Histopatolojik tanı Rathke kleft kisti rüptürü ve ksantomatöz hipofizit olarak rapor edildi. Operasyon semptomları/hipofiz fonksiyonlarını iyileştirmedi, ancak yüksek doz metilprednizolon tedavisinden hemen sonra baş ağrısı düzeldi. Sonuç: Bir ksantomatöz lezyondaki inflamatuar süreç, rüptüre bir kistten mukus sıvı içeriğinin salınmasına sekonder bir yanıt olabilir, bu nedenle XHP’nin sekonder hipofizit olarak sınıflandırılması önerilir. XHP’nin diğer hipofiz tümörlerinden ayırt edilmesi preoperatif dönemde zor olabileceğinden, cerrahi ana tanı aracıdır ve aynı zamanda altın standart tedavi seçeneğidir.