OFSET MATBAANIN ATASI LİTOGRAFİDE DOKU VE DOKUNUN DİNAMİZMİYLE OLUŞAN RESİMSEL TATLAR


Creative Commons License

Keskin İ.

Akdeniz Üniversitesi 2. Uluslararası Medya Çalışmaları Kongresi, Antalya, Türkiye, 20 Nisan 2015 - 23 Nisan 2016, cilt.1, ss.759-770

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.759-770
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet

Alman mucit Alois Senefelder’in matbaanın yeniden doğuşu olarak nitelenebilecek buluşu

”litografi”, ortaya çıktığı 18. yüzyıl sonunda, bilindik ticari matbaacılığın ötesinde, tablo

benzeri imgeleri birebir, göründüğü gibi basıp çoğaltmada o zamana kadar görülmemiş

yeni bir sistem sunuyordu. Önceki baskı tekniklerine hiç benzemeyen kimyasal yapısıyla

hızla bütün Avrupa ve Dünya’da tanınır oldu.

İlk dönemlerde günlük grafik işlerin basıldığı ticari bir matbaa görüntüsündeyken kısa

sürede sanatçıların dikkatini çekti. Deseni kuvvetli ustalar çizimleriyle, litografi sayesinde

halkla buluşmaya başladılar. Zamanla her büyük usta tekniğe yeni bir çalışma ve

resmetme yöntemi kazandırdı ve taşa uygulanabilecek doku çeşitliliğinin keşfedilmesi uzun

sürmedi. Daha önceki baskı tekniklerinde görsel olarak elde edilmesi mümkün olmayan

dokusal tatlar litografi sanatçılarının estetik başarısında ana unsurlardan biri oldu.

Dokular, göze hoş gelen ritmik yapılar oluştururken eseri de zenginleştiriyordu. Özellikle

20. yüzyıl başlarında renk, biçim, gölge ve ışık elemanları gibi görsel yapının en önemli

parçalarından biri oldu. Öyle ki, Picasso, Braque, Dubuffet ve Jackson Pollock gibi

sanatçılar malzeme dokularını kompozisyonun ana unsuru olarak resimlerine yansıtmaya

başladılar. Tasarımın temel öğelerinden doku, geçmişten günümüze resmi zenginleştiren

dinamik bir yapı olarak görülürken, yakın geçmişte resmin ana unsuru olabilmiştir. Bu

yönüyle baskıresim, özellikle de litografi açısından konunun değerlendirilmesi, serbest

grafik sanatçıları için deneysel ve rastlantısal dokular üretmede yeni kapılar açabilecektir.

Araştırmanın amacı, ülkemizde pek bilinmeyen litografi tekniği ve tekniğin doku özellikli

çalışmalardaki sınırsız olanaklarını, araştırmacının 20 yıllık hem uygulama birikimi hem

de teorik alandaki araştırmalarından yola çıkarak ortaya koymaktır.

Taş, dayanıklı, sert ve düzgün yüzeyi sayesinde sanatçıya deneysel çalışma özgürlüğü

anlamında sınırsız imkânlar sunmaktadır. Sanatçının önceden planlayarak yüzeye işlediği

bilinçli dokular ve ritmik özellikli doğal dokular, renk tonlarıyla bütünleşerek özellikle

renkli litografide, tuval resmi tadında görsel etkilerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.

Çeşitli çözücülerle yağlı mürekkebin seyreltilmesine dayalı, doku oluşturma yöntemleri ve

taşın duyarlı, hassas bir o kadar da sert yüzeyinde ortaya çıkan resimsel tatlar bu

çalışmanın ağırlıklı konusu olmaktadır.

Yüzyıllardır geleneksel yapısını koruyan litografi tekniği, günümüz modern teknikleriyle

birlikteliğini sürdürmektedir. Özellikle 1960 sonrası baskılarda diğer baskıresim

teknikleriyle kombine kullanımın yaygınlaştığı görülür. Doku özellikli baskılarda

özgürlükçü yanı ağır bassa da geleneksel yapı litografinin vazgeçilmezi olarak

görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Baskıresim, Matbaa, Senefelder, Litografi, Doku