Türk Medeni Kanunu’nda ve Osmanlı Aile Hukukunda Nafaka Uygulamalarının Karşılaştırmalı Analizi


Şahin S.

İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sa.45, ss.313-347, 2025 (TRDizin) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: Sayı: 45
  • Basım Tarihi: 2025
  • Doi Numarası: 10.59777/ihad.1636212
  • Dergi Adı: İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Academic Search Premier, Index Islamicus, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.313-347
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Aile toplumun en küçük birimi olup insanlık tarihi kadar köklü bir kurumdur. Her kültür ve medeniyet aile kurumuyla ilgili kendi değerleri çerçevesinde bir hukuk oluşturmuştur. Aile hukuku eşlerin hak ve sorumluluklarını belirleyen kurallar bütünüdür. Osmanlı aile hukuku İslâm hukuku kaynaklarına dayanarak vazedilmiştir. Osmanlı hukukunun pratiğini yansıtan kadı sicillerinde de bu durumu tespit etmek mümkündür. Osmanlı sonrası kurulan yeni siyasal rejimle birlikte amaçlanan modernleşme kapsamında kabul edilen TMK ise Batılı hukuk normları esasa alınarak vazedilmiştir. İsviçre medeni kanununa göre düzenlenen aile hukukunda aile ile ilgili tüm hak ve sorumluluklarda eşlerin eşitliği esas alınmıştır. Bu husus nafaka sisteminde de görülmektedir. Nitekim bütün nafaka çeşitlerinde kadın ve erkek eşit kabul edilmiştir. Osmanlı aile hukuku ise hak ve sorumluluk bakımından erkeği ön plana çıkarmaktadır. Bu hukukta evliliğin tüm yükü bütün yönleriyle kocaya yüklenmiş, koca ailenin velisi kabul edilmiştir. Bu nedenle Osmanlı aile hukukunda nafaka sorumluluğu da kocaya yüklenmektedir. Kadının imkanları yerinde olsa da herhangi bir maddi külfete katlanma zorunluluğu yoktur. Çalışmada Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiş evlilikten doğan nafaka türleri olan “Bakım, Tedbir, İştirak ve Yoksulluk Nafakası” Osmanlı aile hukuku ile mukayeseli olarak ele alınmıştır. Konuyla yakın ilgisi ve tamamlayıcılığı nedeniyle de TMK’da düzenlenen “Boşanma Tazminatı” uygulaması Osmanlı aile hukuku sistemi bakımından değerlendirilmiştir. Çalışmada karşılaştırmalı analitik bir yöntem izlenmiştir. Bu bağlamda her iki hukuk sisteminin temel nasları olan kanun metinlerine müracaat edilmiş, bu metinlerin felsefesini ortaya koyan hukuk literatürüne müracaat edilerek konuyla ilgili yasal düzenlemelerin gerekçeleri irdelenmiştir. Osmanlı hukuku bağlamında bu hukukun üretildiği naslara ve birincil klasik hukuk kaynaklarına müracaata özen gösterilirken çağdaş kaynakların sunduğu yeni ve farklı bakış açılarından da istifade edilmiştir. Osmanlı hukukunun pratiğini yansıtan kadı sicilleriyle ise teorik hukuk normlarının desteklenmesine önem verilmiştir. Çalışmanın kamuoyunu uzun süredir meşgul eden nafaka tartışmalarına ve bu konuda yapılacak olan yasal düzenlemelere bir katkı sunması hedeflenmiştir.
The family is the fundamental unit of society, with asince the dawn of human civilization. Each culture has developed its own legal framework for the family, and family law defines the legal rights and obligations of spouses. Ottoman family law, based on Islamic legal sources, reveals a distinct structure where the husband is seen as the head of the family, bearing all financial burdens, including alimony responsibilities, regardless of the wife’s financial status. In contrast, the Turkish Civil Code (TMK), adopted after the dissolution of the Ottoman Empire, aligns with Western legal standards and emphasizes equality between spouses. This principle is evident in the alimony system, where both men and women are treated equally in terms of support obligations. The study examines various types of alimony under the TMK, such as Maintenance, Precautionary, Participation, and Poverty Alimony, and analyzes them within the context of Ottoman family law. It also evaluates the concept of "Divorce Compensation" as it relates to both legal systems. Employing a comparative analytical approach, the research references fundamental legal texts from both the Ottoman and contemporary Turkish legal frameworks. It integrates classical legal sources alongside modern perspectives, ensuring a well-rounded analysis. Kadi records are utilized to support theoretical legal norms and reflect real-life applications of Ottoman law. Ultimately, the study aims to contribute to public discussions surrounding alimony and inform future legal regulations on the subject. By bridging historical and contemporary understandings, it seeks to enrich the discourse on family law within Turkish society.