9. Ulusal İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 8 - 12 Ekim 2025, ss.77-78, (Özet Bildiri)
Giriş: Bu çalışmanın amacı, bukkal mukoza grefti ile yapılan üretroplastilerde greftin histopatolojik özellikleri ile erken fonksiyonel sonuçlar ve revizyon cerrahisi gereksinimi arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Değerlendirilen histopatolojik parametreler arasında subepitelyal vaskülarizasyon, kollejanizasyon, inflamasyon ve yüzey epiteli tipi yer almakta olup; fonksiyonel sonlanımlar maksimum idrar akım hızındaki (ΔQmax) değişim, Uluslararası Prostat Semptom Skoru’ndaki (ΔIPSS) azalma ve “ikinci girişim” ihtiyacıdır. Materyal ve metot: 2024–2025 yılları arasında tek merkezde anterior üretroplasti uygulanan olgular prospektif olarak kaydedilmiş, veriler retrospektif olarak analiz edilmiştir. Cerrahi sonrası artan greft örnekleri histopatolojik olarak değerlendirilmiştir. Yüzey epiteli iki gruba ayrılmıştır: (1) Hiperplazi, (2) Hiperplazi + Parakeratoz. Subepitelyal vaskülarizasyon, kollejanizasyon ve inflamasyon; yok, hafif, orta, ağır düzeylerde (0–3) skorlanmıştır. Fonksiyonel sonlanımlar ΔQmax ve ΔIPSS olarak tanımlanmış, “ikinci girişim” ikili değişken olarak kaydedilmiştir. Spearman korelasyonu, Mann–Whitney U ve Fisher exact testi kullanılarak analiz yapılmıştır (p < 0.05 anlamlı kabul edildi). Bulgular: Toplam 14 erkek hasta (medyan yaş: 60.5 yıl) çalışmaya dahil edilmiştir. Ortalama takip süresi 11.4±6.7 aydır. Yüzey epiteli hiperplazi olan grup %43, hiperplazi+parakeratoz olan grup %57 oranındadır. ΔQmax medyanı 19.5 mL/ sn, ΔIPSS medyanı 9.5’tir. Kollejanizasyon düzeyi ΔQmax ile pozitif korelasyon göstermiştir (ρ=0.76; p=0.010), vaskülarizasyon ise negatif korelasyon göstermiştir (ρ=−0.71; p=0.021). İnflamasyon ile ΔQmax arasında ilişki izlenmemiştir (p=0.978). Epitel grupları arasında ΔQmax açısından sınırda anlamlı fark saptanmıştır (p=0.087). ΔIPSS ve “ikinci girişim” açısından histopatolojik değişkenlerle anlamlı ilişki bulunmamıştır. Sigara kullanım yükü (paket-yıl), ne histopatolojik özellikler ne de fonksiyonel sonuçlarla anlamlı ilişki göstermemiştir (tümü p≥0.30); bu durum, hastaların %57’sinin sigara içmemesi nedeniyle istatistiksel analiz gücünün kısıtlı olmasına bağlanabilir. Sonuç: Bu öncü çalışma, bukkal greftlerde yüksek kollejanizasyonun artmış Qmax kazanımıyla, yüksek vaskülarizasyonun ise düşük kazanımla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Vaskülarizasyonun greft entegrasyonu için önemli olduğu bilinmekle birlikte, çalışmamızda daha yüksek vaskülarizasyon düzeyine sahip greftlerde Qmax artışının daha düşük olması bu beklentiyle çelişmiştir. Bu durum, artmış vaskülarizasyonun her zaman iyileşmeyi yansıtmadığı; bazen inflamatuvar yanıt veya greft stresine işaret edebileceği şeklinde yorumlanabilir. Yüzey epiteli morfolojisinin, inflamasyon düzeyinin ve sigara kullanım yükünün erken sonuçlar veya revizyon gereksinimi üzerinde henüz belirgin etkisi saptanmamıştır. Küçük örneklem hacmi ve eksik veriler nedeniyle bulgular hipotez üretici nitelikte olup, ileriye dönük geniş serilerle doğrulanması gerekmektedir.