Experience of Daratumumab in Relapsed/Refractory Multiple Myeloma: A Multicenter Study from Türkiye


Creative Commons License

Tekinalp A., GEDÜK A., Akdeniz A., Terzi Demirsoy E., Gürsoy V., Aslaner Ak M., ...Daha Fazla

Turkish journal of haematology : official journal of Turkish Society of Haematology, cilt.40, sa.4, ss.242-250, 2023 (SCI-Expanded) identifier identifier

Özet

Objective: This study aimed to evaluate patients with relapsed/refractory multiple myeloma (RRMM) who underwent daratumumab (DARA) therapy. Materials and Methods: This multicenter retrospective study included 134 patients who underwent at least two courses of DARA from February 1, 2018, to April 15, 2022. Epidemiological, disease, and treatment characteristics of patients and treatment-related side effects were evaluated. Survival analysis was performed. Results: The median age at the start of DARA was 60 (range: 35-88), with 56 patients (41.8%) being female and 48 (58.2%) being male. The median time to initiation of DARA and the median follow-up time were 41.2 (5.1-223) and 5.7 (2.1-24.1) months, respectively. The overall response rate after DARA therapy was 75 (55.9%), and very good partial response or better was observed in 48 (35.8%) patients. Overall survival (OS) and progression-free survival (PFS) for all patients were 11.6 (7.8-15.5) and 8.0 (5.1-10.9) months, respectively. OS was higher for patients undergoing treatment with DARA and bortezomib-dexamethasone (DARA-Vd) compared to those undergoing treatment with DARA and lenalidomide-dexamethasone (DARA-Rd) (16.9 vs. 8.3 months; p=0.014). Among patients undergoing DARA-Rd, PFS was higher in those without extramedullary disease compared to those with extramedullary disease (not achieved vs. 3.7 months; odds ratio: 3.4; p<0.001). The median number of prior therapies was 3 (1-8). Initiation of DARA therapy in the early period provided an advantage for OS and PFS, although it was statistically insignificant. Infusion-related reactions were observed in 18 (13.4%) patients. All reactions occurred during the first infusion and most reactions were of grade 1 or 2 (94.5%). The frequency of neutropenia and thrombocytopenia was higher in the DARA-Rd group (61.9% vs. 24.7%, p<0.001 and 42.9% vs. 15.7%, p<0.001). Conclusion: Our study provides real-life data in terms of DARA therapy for patients with RRMM and supports the early initiation of DARA therapy. Amaç: Bu çalışmanın amacı, relaps/refrakter multipl myelom (RRMM) tanısı ile daratumumab (DARA) kullanan hastaların değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, çok merkezli ve retrospektif olarak tasarlandı. 01.02.2018-15.04.2022 tarifleri arasında en az iki kür DARA kullanmış olan 134 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların epidemiyolojik, hastalık ve tedavi ile ilişkili özellikleri ve tedavi ilişkili yan etkileri değerlendirildi. Sağ kalım analizleri yapıldı. Bulgular: DARA tedavisine başlama yaşının ortancası 60 (35-88) olup, hastaların 56’sı (%41,8) kadın ve 48’i (%58,2) erkekti. DARA tedavisine başlama ve takip sürelerinin ortanca değerleri sırasıyla 41,2 (5,1-223) ve 5,7 (2,1-24,1) aydı. DARA tedavisi sonrası genel yanıt oranı hastaların 75’inde (%55,9) ve çok iyi kısmi yanıt veya daha iyisi hastaların 48’inde (%35,8) gözlendi. Tüm hastalar için genel sağkalım (OS) ve progresyonsuz sağkalım (PFS) sırasıyla 11,6 (7,8-15,5) ve 8,0 (5,1-10,9) aydı. DARA ve bortezomib-deksametazon (DARA-Vd) ile tedavi gören hastalarda OS, DARA ve lenalidomid-deksametazon (DARA-Rd) ile tedavi görenlere göre daha yüksek bulundu (sırasıyla 16,9 ve 8,3 ay; p=0,014). DARA-Rd tedavisi gören hastalar arasında, ekstramedüller hastalığı olmayanlarda PFS, ekstramedüller hastalığı olanlara göre daha yüksekti (NA’ya karşılık 3,7 ay; OR: 3,4; p<0,001). Önceki tedavilerin ortanca sayısı 3 (1-8) idi. DARA tedavisine erken dönemde başlamanın OS ve PFS için bir avantaj sağladığı, ancak istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü. İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar 18 (%13,4) hastada gözlendi. Tüm reaksiyonlar ilk infüzyon sırasında meydana geldi ve reaksiyonların çoğu 1 veya 2. derecedeydi (%94,5). Nötropeni ve trombositopeni sıklığı DARA-Rd grubunda daha yüksekti (%61,9’a karşı %24,7, p<0,001 ve %42,9’a karşı %15,7, p<0,001). Sonuç: Çalışmamız, RRMM hastalarında DARA kullanımıyla ilişkin gerek yaşam verisi niteliğini taşımaktadır ve DARA’nın erken dönemde kullanılmasını destekler niteliktedir.