Siborg Manifestosu ve Edebiyatta Türler Arası İletişim Sorumluluğu


Balkır Z. G., Balkır Gülen B.

VII. International European Conference On Social Sciences , Antalya, Turkey, 22 - 24 April 2022, pp.210-216, (Full Text)

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Antalya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.210-216
  • Kocaeli University Affiliated: Yes

Abstract

With its artistic freedom carrier identity, literature becomes the creative medium of language, perception, communication and imagination, with multiple perspectives, polysemy and dynamic relations. Literature has the power to get out of the dominant forms of consciousness, which limits perception and creates invisible blind spots and inaudible deaf spots by imprisoning thought in binary oppositions and certain schemes. Literature offers many opportunities for rethinking and evaluating the relations between genres, with universal examples that will enrich our intellectual and emotional perspectives, by revealing the relations, boundaries and communication and harmony problems between these genres, by making new readings from multiple perspectives. The Cyborg Manifesto is a striking text written by Haraway as the manifesto of the 21st century, which defies the male-dominated, capitalist and western-centred worldview, destroying all dominance categories through the metaphor of the cyborg that unites the organic and mechanical in the same body. Haraway, in his work named Cyborg Manifesto; emphasizes that we are all hybrids of the machine and the organism performed on a theoretical ground and fabricated like fabrication, and briefly, he says that we are all cyborgs; and are a condensed image of both imagination and material reality. Concentrating on literary texts and the different genres in these texts naturally leads to the elimination of the distinction between human and non-human nature and beings. The emergence of life-centered literary texts that break down the distinctions between genres, based on life, leads us the way with intellectual stepping stones that will change the center of literature.

Sanatsal özgürlük taşıyıcı kimliğiyle edebiyat, çoğul bakış açıları, çokanlamlılık ve devingen ilişkiler içinde, dilin, algının, iletişimin ve imgelemin yaratıcı ortamı haline gelir. Edebiyat, düşünceyi ikili karşıtlıklar, belirli şemalar içine hapsederek, algıyı da sınırlayan ve görülmeyen kör noktalar, duyulmayan sağır noktalar yaratan baskın bilinç biçimlerinin, dışına çıkabilme gücüne sahiptir. Edebiyat bu türler arasındaki ilişkileri, sınırları ve iletişim ve uyum sorunlarını ortaya koyarak, çoklu bakış açılarıyla yeni okumalar yaparak, düşünsel ve duygusal bakış açılarımızı, zenginleştirecek evrensel örneklerle türler arasındaki ilişkilerin, yeniden düşünülmesi ve değerlendirmesi için, birçok imkân sunar. Siborg Manifestosu, organik ve mekanik olanı aynı bedende birleştiren siborg metaforu üzerinden tüm tahakkümcü kategorileri yerle bir eden ve erkek egemen, kapitalist, batı merkezci dünya görüşüne meydan okuyan Haraway’in, 21. yüzyılın manifestosu olarak kaleme aldığı çarpıcı bir metindir. Haraway, Siborg Manifestosu isimli eserinde; hepimizin, makine ile organizmanın teorik bir zeminde ifade edilen ve fabrikasyon misali uydurulmuş birer melez olduğumuzu vurgulamakta ve kısaca, hepimizin siborg olarak; hem tahayyülün, hem de maddi gerçekliğin yoğunlaşmış bir imgesi olduğumuzu söylemektedir. Edebi metinler ve bu metinlerdeki farklı türler üzerine yoğunlaşılması, doğal olarak insan ile insandışı doğa ve varlıklar arasındaki ayırımın ortadan kaldırılmasına yönelmektedir. Türler arasındaki ayrımları yıkan, yaşamı temel alan, yaşam merkezci edebi metinlerin ortaya çıkması, bizlere; edebiyatın merkezini değiştirecek düşünsel sıçrama taşlarıyla yol göstermektedir.