TEFSİR VE BELAĞAT AÇISINDAN LÂM-I TA‘RİF (BELİRLİLİK TAKISI) VE MARİFE-NEKRA’YA DAİR ÖRNEK AYETLER


Creative Commons License

Şahan R.

İHYA Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi, vol.8, no.1, pp.374-403, 2022 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

 Arapçada “lâm-ı ta‘rif” ya da “harf-i ta‘rîf” denilen “لا” (belirlilik) takısı isimlerin başına gelir. Normalde isimlerin sonunda tenvin (çift hareke ile gösterilen sâkin nun) bulunurken başına “lâm ı ta‘rif” gelen isimlerin sonunda tek hareke olur. Genelde başında “lâm-ı ta‘rif” olmayan isimlere “nekra” denildiği gibi “lâm-ı ta‘rif” olan isimlere “marife” denilir. Arapçada zamirler, ism-i işaretler, özel isimler, ism-i mevsûller (ilgi zamirleri) ve bunlara muzaf (tamlanan) olan kelime grupları ise başında “lâm-ı ta‘rif” bulunmadığı halde yine de marife kabul edilirler. Kelimelerin başına gelen “lâm-ı ta‘rif”in lâm harfi bazen okunur, bazen okunmaz. Kendisinden sonra gelen harfin türüne göre bu lâm harfinin okunup okunmayacağı belirlenir. Bu lâmın okunup okunmamasına göre de kendinden sonra gelen kelimelerin başındaki harfler “kamerî” veya “şemsî” diye iki gruba ayrılır. Bu konu Arapçayı ilgilendirdiği kadar Kur’ân-ı Kerîm’i güzel okuma bilgisi anlamına gelen tecvid ilmini de ilgilendirir. İsimlerin başına gelen “lâm-ı ta‘rif” kelimenin türünü, okunuş tarzını etkilediği gibi anlamını da etkiler. Ayrıca yan yana gelen kelimelerin ve cümlelerin (terkiplerin) türünü de anlamını da etkiler, hangi paragraftan ne anlam ve hüküm çıkacağı da çoğu zaman lâm-ı ta‘rif’e göre belirlenir. Arapçada isim ve sıfat tamlaması diye iki türlü tamlama ile isim ve fiil cümlesi diye iki türlü cümle vardır. Bu terkipler genelde ismin türüne, yapısına ve cümledeki konumuna göre belirlenir. Bu terkipleri belirlemede kelimelerin marife-nekra oluşu oldukça önemlidir. Dolayısıyla isimlerin başında “lâm-ı ta‘rif” kullanılıp kullanılmayacağına ve hangi ismin başında ne amaçla nasıl kullanacağına dair nahivciler birtakım kurallar belirlemişlerdir. Bu kurallara göre yerli yerinde kullanılan “lâm-ı ta‘rif” anlamı ve sonuç hükümlerini de etkiler. Kur'ân-ı Kerîm Arapça’nın bilinen çoğu kuralları için örnekler barındırmaktadır. Ancak bazı ayetlerde bilinenin aksine bir kelime nekra veya marife olarak yer alabilmektedir. Bunun da kendine göre belirli sebepleri ve hikmetleri vardır. Bu çalışmada lâm-ı ta‘rifin Arapça gramerindeki yeri ve önemine değinildiği gibi ilgili olduğu diğer bazı ilim dallarında da ne anlama geldiği, o bilim dalındaki ilgili konuya ne tür katkısının olduğu ele alınacaktır. Özellikle tefsir ilmine katkısı açısından aynı veya benzer ayetlerdeki birtakım kelimelerin bazılarında nekra bazılarında ise marife olarak kullanılmasının hikmetleri ele alınacaktır. Lafzî müteşabih denilen bu konuda birtakım eserler yazıldığı gibi dil ve edebiyat yönüne ağırlık veren tefsirler de bu tür konulara dikkat çekmişlerdir. Çalışmada örnekler mümkün mertebe asıl hedef olan ayetlerden seçilecektir. Anahtar kelimeler: Tefsir, Belağat, Lafzî Müteşabih, Lâm-ı ta‘rif/Harf-i ta‘rîf, Marife, Nekra, Kameriyye, Şemsiyye, İsim Cümlesi, Sıfat Terkibi, İzafet Terkibi