Amaç: Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH), mide içeriğinin özofagusa geri dönmesiyle gelişen semptomlar ve komplikasyonlardan oluşur. Non-erozif reflü hastalığı (NERH) olan hastalarda, pH metre sıklıkla normal bulunsa da semptomların devam ettiği saptanmıştır. Bu çalışma, NERH hastalarında impedans-pH metrenin tanıdaki rolünü ve reflü karakterizasyonunun klinik bulgularla ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Eylül 2009 ile Şubat 2011 tarihleri arasında, Kocaeli Üniversitesi Gastroenteroloji Polikliniği’ne tipik reflü semptomlarıyla başvuran ve endoskopik incelemede özofajit tespit edilmeyen 40 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastaların 24 saatlik ambulatuar özofageal impedans-pH monitörizasyonu verileri manuel olarak analiz edildi. Klinik semptomlar ile impedans-pH verileri arasındaki ilişki analiz edildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 42 (22-65) yıl olup, 23’ü (%58) kadın, 17’si (%42) erkektir. Pirozis sıklığı haftada birden fazla olan hastaların %95,8’inde hafif asit reflü tespit edilmiştir (p=0,029). Asit reflü grubunda pirozis şiddeti anlamlı şekilde daha yüksek bulunurken (p=0,04), gaz reflüsü olan hastalarda hafif asit reflü sayısı daha yüksek tespit edilmiştir (p=0,005). Sonuç: Çalışmamız, non-erozif reflü hastalarında yalnızca asit reflüsünün değil, hafif asit reflüsünün de semptom gelişiminde önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Özofajit gelişmese bile gaz ve karma reflü tiplerinin semptomlarla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. İmpedans-pH monitörizasyonu, asit dışı reflülerin tanısında pH metreden daha kapsamlı bilgi sağlamaktadır ve NERH hastalarının yönetiminde öncelikli bir tanı yöntemi olmalıdır.
Objective: Gastroesophageal reflux disease (GERD) is characterized by symptoms and complications resulting from the backflow of gastric contents into the esophagus. Although pH monitoring often appears normal, symptoms persist in patients with nonerosive reflux disease (NERD). The objective of this research was to examine the effectiveness of impedance pH monitoring in identifying NERD and explore its relationship with reflux characteristics and clinical observations. Method: The data of 40 patients who presented with classic reflux symptoms and were found to have no esophagitis upon endoscopic examination at the Kocaeli University Gastroenterology Clinic between September 2009 and February 2011 were retrospectively analyzed. The 24-hour ambulatory esophageal impedance-pH monitoring data were manually analyzed. The relationship between the clinical symptoms and impedance pH data was also assessed. Results: The patients' average age 42 (range, 22-65) years, with 23 (58%) females and 17 (42%) males. Acid reflux was detected in 95.8% of the patients who experienced heartburn more than once per week (p=0.029). The severity of heartburn was significantly higher in the acid reflux group (p=0.04), whereas the number of patients with mild acid reflux was significantly higher among those with gas reflux (p=0.005). Conclusion: The findings of our research indicate that both severe and mild forms of acid reflux may contribute significantly to symptom manifestation in individuals diagnosed with non-erosive reflux disease. It has been found that gas and mixed reflux types are associated with symptoms, even in the absence of esophagitis. Compared to pH monitoring alone, impedance-pH monitoring offers a more comprehensive assessment for identifying non-acid reflux. As such, it should be considered the preferred diagnostic approach when managing patients with NERD.
