Diyabetik Sıçan Modelinde Farklı Tedavi Yöntemlerinin Böbrekler Üzerine Etkilerinin Histopatolojik ve Biyokimyasal Olarak İncelenmesi


Creative Commons License

Yardımoğlu Yılmaz M., Akbal S., Eraldemir F. C., Acar E., Vural Ç., Kiraz U.

24. Ulusal Elektron Mikroskopi Kongresi (Uluslararası Katılımlı), Edirne, Türkiye, 24 - 26 Nisan 2019, ss.30

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Edirne
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.30
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

EMK 2019 24. ULUSAL ELEKTRON MİKROSKOPİ KONGRESİ
(ULUSLARARASI KATILIMLI) 2 4 - 2 6 N İ S A N 2 0 1 9
E D İ R N E / T Ü R K İ Y E
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BALKAN KONGRE MERKEZİ
http://emk2019.kongreadresi.com/
PB-30 Diyabetik sıçan modelinde farklı tedavi yöntemlerinin böbrekler üzerine etkilerinin histopatolojik ve biyokimyasal olarak incelenmesi
Melda Yardımoglu Yılmaz1, Sezgi Akbal1, Ceyla Eraldemir2, Esra Acar2, Çiğdem Vural3, Umay Kiraz3
1Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Kocaeli, Türkiye.
2Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Kocaeli, Türkiye.
3Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, Kocaeli, Türkiye.
melda.yardimoglu@gmail.com

Giriş ve Amaç: Diabetes mellitus (DM), kronik böbrek bozukluklarının ve son dönem böbrek hastalığının en sık nedenidir. Diyabetik nefropatinin tüm dünyada son dönem böbrek hastalığının önde gelen nedeni olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada Streptozotosin (STZ) ile deneysel diyabet oluşturduğumuz sıçanların böbreklerinde gelişen değişimler ve bu değişiklikler üzerinde Atorvastatin (Ato) ile Seylan Tarçını (Tar)’nın etkileri histolojik ve biyokimyasal yöntemlerle incelenmesi planlandı.
Gereç ve Yöntemler: 54 adet erişkin Wistar albino erkek sıçanlar 2 ana gruba ayrıldı: I.Kontrol grupları: a.Naive, b.Sitraf Buffer, c.Tar, d.Ato. II.Deney grupları: a.DM, b.DM+Tar, c.DM+Ato, d.DM+Ato+Tar (kombine) tedavi grubu. Hayvanların ağırlıkları ve kan şekerleri takip edildi. Oniki haftalık çalışma sonunda sıçanlar derin anestezi altında sakrifiye edildi. Sağ böbrekler biyokimyasal incelemeye, sol böbrekler histolojik inceleme için Bouin fiksatifine alındı. Sistematik örneklenen Hematoksilen-Eosin ile boyanmış kesitlerde histopatolojik incelemeler semi-kantitatif olarak ışık mikroskobunda yapıldı. Veriler istatistiksel olarak IBM SPSS istatistik programı ile analiz edildi (P<0.05 değeri anlamlı).
Bulgular: Çalışmanın sonunda; vücut ağırlıkları karşılaştırıldığında DM grubunda belirgin ağırlık kaybı belirlendi, ve kontrol grupları hariç, deney gruplarda kan şekerinde anlamlı bir yükselme gözlendi. Serum MDA düzeyleri Tar-kontrol grubunda en yüksek düzeydeydi, bunu DM grubu ve Kombine grup izledi. Naive kontrol grubuna en yakın serum MDA düzeyleri Atokontrol ve DM+Ato gruplarındaydı. DM+Tar grubunda en düşük düzeydeydi. Naive gruba en yakın doku MDA düzeyi ise Kombine tedavi grubundaydı. Naive kontrol grubuna en yakın doku GSH düzeyi ise DM, Ato-kontrol ve sitrat buffer
kontrol gruplarındaydı. Dokuda en düşük GSH düzeyleri DM+Ato ve DM+Tar gruplarındaydı. Kontrol grubunda glomeruller ve tübüller normal parenkim morfolojisi gösterirken başta DM grubu olmak üzere diğer gruplarında bazı histolojik değişikliklere rastlandı; Naive grup hariç diğer gruplarda hafif derecede fibrozis, granülo vakuolar epitel hücre dejenerasyon alanları ve tubul lümenlerinde döküntüler ve mononükleer hücre infiltrasyonu gözlendi. En yüksekten düşüğe doğru histopatolojik skorlamaya göre
DM, sitrat buffer kontrol, Tar-kontrol, DM+Tar, DM+Ato, Kombine gruplar idi.
Tartışma ve Sonuç: Tedavi gruplarının ağırlık kaybına karşı koruyucu olduğu, kan şekeri yükselmesine etkili olmadığı görülmektedir. Diyabetik hayvan modellerinde literatürde değişik STZ dozları (35-60 mg/kg) kullanılmıştır. Hayvan kayıplarına neden olması nedeniyle doz ayarlaması kritik olup biz de bu çalışmamızda 35 mg/kg dozu kullandık. STZ ile uyarılan diyabette glomerular lezyonların 4-6 hafta sonra görüldüğü, tubuler dejenerasyon ve belirgin glomerulosklerosis’in 4 ayda gelişmeye başladığı, insanlardaki gibi papiller nekroz ve papillitisin gelişmediği bildirilmiştir. Biyokimyasal sonuçlarımız dokuda en düşük GSH düzeylerinin DM+Ato ve DM+Tar grubunda olduğunu göstermiştir. Histopatolojik sonuçlarımız, diyabetin böbreklerde hasar oluşturduğunu, ve bu hasarın Atorvastatin ile azaltılabileceğini gösterdi.

Anahtar Kelimeler: diabetus mellitus, tarçın, atorvastatin, testis

EMK 2019 24. ULUSAL ELEKTRON MİKROSKOPİ KONGRESİ (ULUSLARARASI KATILIMLI) 2 4 - 2 6 N İ S A N 2 0 1 9, E D İ R N E / T Ü R K İ Y E
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BALKAN KONGRE MERKEZİ
http://emk2019.kongreadresi.com/

P-30 Histopathological and biochemical ınvestigation of the effects of different treatment methods on kidneys in diabetic rat model

Introduction: DM is the most common cause of chronic kidney disorders and end-stage renal disease. Diabetic nephropathy is known to be the leading cause of end-stage renal disease worldwide. In this study, the changes in the kidneys of STZ induced experimental diabetic rats and effects of Atorvastatin(Ato) and Cinnamon(Cin) examination were planned on these changes with histological and biochemical methods.
Materials and Methods: 54 adult male rats were divided into two main groups: I. Control groups: a.Naive, b.Sitraf Buffer, c.Cin, d.Ato. II.Experiment groups: a.DM, b.DM+Cin, c.DM+Ato, d.DM+Ato+Cin (combined) treatment group. The body weights and blood sugars of the animals were observed. At the end of the 12-week study, rats were sacrificed under the deep anesthesia. Right kidneys were taken to biochemical examination and left kidneys were taken to Bouin for histological examination. Histopathological examinations were performed semi-quantitatively by light microscopy
in H&E stained sections. IBM SPSS program was used (P<0.05).
Results: At the end of the study; when body weights were compared, a significant weight loss in DM group and a significant increase in blood glucose in experimental groups groups were determined. Serum MDA levels were highest in the Cin-control group, later DM group. The serum MDA levels closest to the Naive group were in the Ato-control and DM+Ato groups; DM+Cin group was the lowest. The tissue MDA level closest to the Naive group was Combined treatment group. The tissue GSH levels closest to
the Naive group were DM, Ato-control and citrate buffer control groups. The lowest GSH levels in the tissue were DM+Ato and DM+Cin groups . While glomeruli and tubules showed normal parenchymal morphology in the naive group, some histological changes were observed in other groups, especially in the DM group; except for the naive group, mild fibrosis, granulo-vacuole epithelial cell degeneration areas, mononuclear cell infiltration were observed. According to histopathological scoring, DM, citrate
buffer control, Cincontrol, DM+Cin, DM+Ato, Combined groups were the highest to the lowest.
Discussion and Conclusion: It is seen that treatment groups are protective against weight loss and do not affect blood sugar elevation. In literature, different doses of STZ (35-60 mg/kg) were used. Dose adjustment is critical because it causes animal losses. It has been reported that glomerular lesions occur after 4-6 weeks in STZ induced diabetes, and tubular degeneration and prominent glomerulosclerosis begin to develop in 4 months. Our biochemical results showed that the lowest GSH levels in the tissue were in DM+Ato
and DM +Cin group. Histopathological results indicated that DM damaged to the kidneys, and this damage can be reduced with Atorvastatin.

Key Words: diabetus mellitus, cinnamon, atorvastatin, testis