9. Yerelektrik Çalıştayı, Afyonkarahisar, Türkiye, 8 - 10 Mayıs 2024, ss.36-37, (Özet Bildiri)
İndüksiyon kuyu logları uzun yıllardır petrol endüstrisinde kullanılan yöntemlerden birisidir. Kuyu loglarından elde edilen parametreler petrol rezervuar hesaplanmasında kullanıldıkları için önemlidir. Klasik indüksiyon kuyu loglarında sadece düşey manyetik alan ölçüldüğünden yön bağımlı (anizotropik) ortamlarda kestirilen özdirençler hatalı olmaktadır. Bu nedenle günümüzde indüksiyon kuyu logları çok bileşenli ve çok frekanslı ölçülerle gerçekleştirilmektedir. Yöntem kuyu içinde 10 ve 200 kHz arasında değişen frekanslarda verici ve alıcı bobinlerden oluşur. Verici bobinin uyguladığı elektromanyetik alanlardan dolayı yer içerisinde Eddy akımları oluşur. Oluşan bu ikincil alanlar alıcı bobin ile ölçülür. Ölçülen değerin cihaz ve frekansa bağlı bir sabit ile çarpılarak kuyularda görünür özdirenç değerleri elde edilir. Bu çalışmada elektriksel olarak yön bağımlı (anizotropik) ortamlarda indüksiyon kuyu logları araştırılmıştır. Bu yöntemde, teorik olarak hesaplanan düşey ve yatay manyetik alanların sanal bileşenlerinden düşey ve yatay görünür özdirençler hesaplanmıştır. İlk olarak ölçülerden tabaka sınırları belirlenmiştir. Literatürde önerilen türev yöntemlerine ilave olarak kesirli türev yöntemleri ile tabaka sınırları tespit edilmiştir. İndüksiyon kuyu loglarında temel amaç tabaka sınırlarının ve özdirençler değerlerinin doğru bir şekilde kestirilmesidir. Bu sonuçlar yeraltındaki petrol rezervuar hesaplamalarında kullanılan formasyonların porozite ve suya doygunları ile ilgili olması bakımından oldukça önemlidir. Bu çalışmada, önerilen yöntem iki ve üç tabakalı yeraltı modellerine uygulanmıştır. İki, üç ve çok tabakalı bir ortamda, 0.6 ve 0.7 inci türevler tabaka sınırının tespitinde diğer türevlere göre daha başarılıdır. Bu çalışmada, indüksiyon kuyu logları frekans ortamında elektriksel olarak yön bağımlı jeolojik formasyonlarda araştırılmıştır. Tabaka sınırlarını tespit etmek için kullanılan kesirli türev özellikleri için kullanılan bu çalışmanın sonucunda kesirli türevlerin tabaka sınırlarında birinci ve ikinci türevlerden daha başarılı olduğu gözlenmiştir.