PRADO MÜZESİ VE VELAZQUEZ İZLENİMLERİ


Creative Commons License

Keskin İ.

rh+ art magazine, cilt.1, sa.116 Eylül-Ekim 20215, ss.64-66, 2015 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Kısa Makale
  • Cilt numarası: 1 Sayı: 116 Eylül-Ekim 20215
  • Basım Tarihi: 2015
  • Dergi Adı: rh+ art magazine
  • Sayfa Sayıları: ss.64-66
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

 Giriş

 Ortaokul yıllarından beri kitaplarda, tabloların altyazılarında gördüğüm, “Prado Müzesi” dünyanın en ünlü tablolarıyla özdeşleşmiş ve alışılagelmiş iki sözcükten ibaretti benim için. Ta ki Madrid’e gidene kadar. Sanat kitaplarında yıllarca karşıma çıkan o iki sözcük büyüdü bir şehir oldu. Prado Madrid, Madrid de Prado’ydu. Bindiğiniz otobüste, metroda, alışverişe girdiğiniz her mağazada, şehirle bütünleşmiş bu sanat arenası çıkıyor karşınıza. Madrid’in en çok gezilen yeriymiş.

          İspanyollar eskiyi korudukları gibi, yeniyi de eskiye uydurmuşlar. Ortaçağda geziniyor gibi oluyorsunuz. Caddeler sokaklar hepsi birbirinden farklı, zengin mimari plastik öğelere sahip. Yapılar hayranlık uyandırıyor. Sokaklarda Almanca bilen neredeyse yok, bende İngilizce, İspanyolca yok, zorda kalana kadar birine yol sormam. “Prado” diyerek ve yeşile doyarak, asırlık çınarların gölgesinden yürüyorum. Geniş caddelerden, heykellerle süslü meydanlardan geçip, tuğla kırmızısı ve kırık beyaz, görkemli ama sade bir mimariyle karşılaşıyorum. Büyük tanıtım pankartlarıyla kaplı, sağlı sollu geniş merdivenlerle çıkılan, yuvarlak sütunların arkasındaki ana kapı, resmin büyük ustalarına açılan büyülü bir sahne görüntüsünde.