IMASCON 2021 Autumn, Kocaeli, Türkiye, 10 - 11 Aralık 2021, ss.64
Preeklampsi (PE) veya Gebelik Zehirlenmesi, hipertansiyon ve idrarda yüksek miktarda protein bulunması ile karakterize bir obstetrik hastalıktır. Gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan proteinürinin (>300 mg/gün) eşlik ettiği hipertansiyon ile karakterize bir sendromdur. Bu komplikasyon genellikle, artan maternal kan basıncı veya proteinüri (idrarda protein atılımı) tedavi edilmezse, preeklampsi, kürtaj veya sezaryen ile sonlandırılması gereken eklampsi olarak bilinen nöbetlere ve beyin komplikasyonlarına yol açmaktadır. Bu klinik çalışmada, doğum öncesi bakımından gebelerde Preeklampsinin öngörülmesi, Proteinüri ve Hipertansiyon belirtilerinin gelişip gelişmediğinin yakından gözlemlenmesi ve riskli grupların erken tanımlanması amaçlanmıştır. Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Kadın Doğum Bölümünde yapılan bu araştırmada, gözlem altında olan hastalardan idrar örneği ve gerekli bilgiler alınmıştır. Bu çalışmada, test stribi kullanılarak tasarlanan cihazda idrarın içindeki proteinin oranı tespit edilmiştir. Üzerine idrar örneği damlatılmış test stribinin renk değişimini tespit etmek için TCS34725 renk sensörü ve ARDUINO ESP8266 kullanılmıştır. Bu da idrar örneğinde protein varlığı ve oranı bu renk değişiminden tespit edilmektedir. Bu aynı zamanda, idrardaki albümin içeriğinin de bir göstergesidir. Tasarlanan cihazda önceden belirlenmiş RGB (kırmızı-yeşil-mavi) değerlerine dayanarak hastaların sonuçları LCD ekranda (+, ++, +++, -) simgeler haline dönüştürülmüştür. Hastane Laboratuvarında yapılan bu tahlillere göre protein oranının sonuçları tasarlanan cihaz ile elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmış ve cihazın doğru sonuç elde ettiği gösterilmiştir. Bu çalışma preeklampsi ve proteinürinin erken teşhisi ve komplikasyonların önlenmesi amacıyla tasarlanmıştır. Anne adayları eklampsi aşamasına varmadan önce anne bebek ölümünün engellenmesi ve özellikle pandemi sürecinde hastane başvurularını azaltılarak farklı bulaşıcı hastalıklardan korunmuş olması ve dolayısıyla bu cihazı kullanarak hastanede Kadın Doğum Servisinde yatış sayısının azaltılması ve hastane maliyetlerini düşürülmesi amaçlanmaktadır.