Diğer, ss.116-125, 2024
19. ve 20. yüzyıl Balkan tarihçiliği siyasî paylaşım mücadelelerinin, kimlik politikalarının ana aracı olarak görülmüştür. Balkan halklarının Osmanlı’dan koparak kendi ulus devletlerini kurdukları bu süreçte tarihçilik, geçmişi anlamaya çalışmak yerine, ulusal hareketleri meşrulaştırmak, kitleleri mobilize etmek ve yeni bir kimlik inşa etmek amacına hizmet etmiştir. Bu tarih tezlerinde Müslümanlar ve özellikle Osmanlılar “öteki”leştirilerek işgalci(!) konumuna indirgenmiştir. Böylece altı asırlık bir birikimi ihtiva eden Osmanlı kaynaklarını yok sayan ulusal veya bölgesel bir tarihyazımı zuhur etmiştir.