Akademik Veri Yönetim Sistemi
IX. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu (UZAL-CBS 2024) ISBN: 978-625-00-2959-6, Aksaray, Türkiye, 17 - 19 Ekim 2024, ss.115-126, (Tam Metin Bildiri)
Kadına yönelik şiddetin son raddesi olan kadın cinayetleri, tüm dünyada yoğun bir şekilde tartışılmakta, araştırılmakta ve konuyla ilgili çeşitli çözüm önerileri sunulmaktadır. Literatürde, kadın cinayeti kavramına yönelik en büyük tartışma konusu, kapsamının ne olması gerektiği ile ilgilidir. Bu çalışmada kadın cinayeti kavramı; “kadınların cinsiyetleri sebebi ile erkekler tarafından öldürülmesi” olarak ele alınmıştır. Kadın cinayetleri hakkındaki çalışmaların çoğu, kadın cinayeti vakalarını sosyal ve ekonomik yönleriyle irdelese de mekansal ilişkilerini araştıran çalışmalar da bulunmaktadır. İlgili literatürde, kadın cinayetleri konusunda mekansal ilişkileri inceleyen çeşitli çalışmalar yapılmış olmasına karşın, kullanılan verilerin mekansal ve zamansal kısıtlılığı dikkat çekmektedir. Çalışmamızın en önemli özelliklerinden biri, zamansal olarak diğer çalışmalardan daha geniş bir aralığı kapsaması ve Türkiye’deki 81 ilin tümüne ait verilerin kullanılmış olmasıdır. Bu çalışmada, 2009-2022 yılları arasında Türkiye’de işlenen toplam 3598 kadın cinayeti vakası il bazında bir veri tabanı oluşturularak değerlendirilmiştir. Bu yönüyle çalışmanın, Türkiye’deki kadın cinayeti vakalarına yönelik yapılmış en kapsamlı mekansal analiz olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın ilk amacı, ülkemizde işlenen kadın cinayetlerinin iller bazında bir mekansal otokorelasyona sahip olup olmadığını belirlemektir. İkinci amacı ise, bir mekansal otokorelasyon var ise buna neden olan iller arasındaki kümelenmelerin tespitinin yapılmasıdır. Mekansal otokorelasyonun varlığı Moran I istatistiği ile belirlenmiştir. Kadın cinayeti verilerine göre illerin mekansal olarak kümelenme gösterip göstermediği araştırılırken ise Yerel Mekansal Etkileşim Göstergesi (LISA - Local indicator of spatial association) yöntemi kullanılmıştır. Analiz sonucunda görülmektedir ki; ülkemizde gerçekleşen kadın cinayeti sayıları bölgesel olarak birbirini etkilemektedir. Başka bir deyişle, mekansal kümelenmenin varlığından söz edilebilir.
Violence against women and femicide which is the ultimate point of violence, are discussed and researched highly all over the world and various solution suggestions are offered on this issue. The major discussion about the definition of femicide in the literature is about what the scope of femicide should be. In this study, the concept of femicide is discussed as “the killing of women by men just because of their gender”. Although most studies on femicide examine the social and economic aspects of cases, there are some studies investigating their spatial relations. In the relevant literature, although spatial parameters and relations play a key role in cases of violence against women and femicide, the limitations of their spatial and temporal data are conspicuous. One of the hallmarks of our paper is that it covers a wider temporal range than other studies and that the data are from 81 provinces in Turkey. In this study, a total of 3598 femicide cases between 2009 and 2022 in Turkey are evaluated by creating a database on a provincial basis. In this respect, it can be said that this research is the most comprehensive spatial analysis conducted on femicide cases in Turkey. The first aim of this study is to determine whether femicides have a spatial autocorrelation on a provincial basis. The second is to identify the clusters among the provinces that cause spatial autocorrelation if there are any. The presence of spatial autocorrelation is determined by Moran’s I statistic. While investigating whether the provinces showed spatial clustering according to the femicide data, the Local Indicator of Spatial Association (LISA) method is used. As a result of the analysis, it is seen that the number of femicides in our country affects each other regionally. In other words, we can mention the existence of spatial clustering.