Müslümanlarda Tarih Yazıcılığının Teşekkül Dönemi (M. 7.-10. Yüzyıllar)


Creative Commons License

Macit A.

TRABZON ILAHIYAT JOURNAL, cilt.11, sa.1, ss.95-120, 2024 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 11 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2024
  • Doi Numarası: 10.33718/tid.1448396
  • Dergi Adı: TRABZON ILAHIYAT JOURNAL
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Directory of Open Access Journals, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.95-120
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İslam tarih yazıcılığının teşekkül dönemi İslam’ın ilk üç yüzyılını kapsamaktadır. Bu dönemde Müslümanlar tarih yazıcılığına özellikle siyer ve megâzî, genel, hususi ve şehir/bölge tarihleri olarak dört ana kategori üzerinden tarihyazım türlerinin genişletilmesi gibi çok önemli bir katkı sunmuşlardır. Bu sayede Müslümanlar dünya tarihinde tarihyazımına çağ atlatmışlardır. Bu çalışmada İslam’dan önce diğer toplumların ve Arapların tarih yazıcılığındaki yeri ortaya konulmuş ve İslam’da tarih yazıcılığının gelişiminin kendine has sebepleri ve özellikleri izah edilmiştir. Bu bağlamda İslam tarih yazıcılığının, kendinden önceki birikimleri dikkate alan cihetinin farkedilir bir şekilde İslam dininin kendine has yapısı ile birlikte gelişim ortaya koyduğu aşikar hale getirilmiştir. Bu konuda Medine ve Kûfe ekolünün bu sürece rehberlik ederek Müslümanlarda tarih yazıcılığının örneklemini ortaya çıkardığı belirtilmiştir. Bu örneklemler teşekkül döneminin sadece türlerinin değil aynı zamanda tarih yazıcılığının usul ve ilkelerinin de belirlenmesini sağlamıştır. Dolayısıyla bu çalışma Müslümanlarda tarih yazıcılığının uzak tarihine yani teşekkül dönemine odaklanarak batılı teorilerin bir kurgu, esasen bir daral(t)ma ve tahrifat teşebbüsü olduğunu, iddia edilenin aksine Müslümanların tarih yazıcılığını geliştirdiğini ve ona çağ atlattığını ortaya koymayı hedeflemektedir. Diğer taraftan Müslümanları kendi tarih yazıcılığı kökenleri ile bağlantılarını yeniden kurarak var olan yenilmişlik psikolojisinden ve tarihyazımına etki ve katkılarının olmadığı yanılgısından bir nebze arındırmayı hedeflemektedir. Bu sayede Müslümanlar hem Batılı algı ve kurgudan hem de daraltıcı ve indirgemeci yaklaşımdan uzaklaşmış olabileceklerdir. Zira bugünkü modern daralmadan çıkışı sağlayacak olan yine Müslümanların tarih yazıcılığı ilkeleri, tecrübeleri ve birikimleri olacaktır.