Ön çapraz bağ (ACL) rekonstrüksiyonu sonrasında gelişen popliteal arter anevrizması


Küçük B., Çakır Ö.

TKDCD 18. Ulusal Kongresi, Antalya, Türkiye, 21 - 24 Kasım 2024, cilt.32, ss.234, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 32
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.234
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GİRİŞ VE AMAÇ: Ortopedik prosedürlerden sonra vasküler yaralanma nadir fakat klinik olarak ağır bir komplikasyondur. Ortepedik cerrahi sonrası iyatrojenik popliteal arter yaralanması en sık olan yaralanmadır. Popliteal arter diz kapsülü ile yakın komşuluk içinde bulunur ve diz artroplastisi veya osteotomi gibi yaygın cerrahi işlemler sırasında yaralanma riski altındadır. Popliteal arter anevrizmaları klinik olarak asemptomatik seyir gösterebilir. Klinik olarak anevrizma içindeki tromboz ve bunun sonucu oluşan kitle etkisi sonucu ağrı, parestezi, siyanoz gelişebilir. Bizim olgumuzda da hastamız uzun yıllar asemptomatik olarak hayatını idame ettirmiştir.

YÖNTEM: Spor yaparken düşen ve hastaneye kaldırılan 24 yaşındaki erkek hastaya 2010 yılında ön çapraz bağ ameliyatı yapılmış. Hastada 2014 yılında sağ alt ekstremitede şiddetli ağrı ve siyanoz meydana gelmiş. Ara ara sağlık kuruluşlarına giden hastaya medikal tedavi uygulanmış. Ancak hastaya kesin tanı konmamış. Bu şikayetleri her yıl tekrarlayan hasta kladikasyosu artmaya başlaması üzerine kliniğimize başvurdu. Hasta alınan anamnezde ilk zamanlarda zorlu yürüyüşler sonrası bacak ağrılarının olduğunu beyan etti. Bizim kliniğimize geldiğinde kladikasyosu 200 metre idi. BULGULAR: Hastaya öncelikle Doppler USG çekildi. Doppler USG'de sağ popliteal fossada heterojen kitlesel görünüm izlendi. Doppler USG'de belirgin vaskülarizasyon saptanmadı. Sonra çekilen MR anjiyoda tromboze anevrizma görüldü. Hastaya çekilen arteriyografi de sağ popliteal arterin başlangıç düzeyinden itibaren oklüde olduğu görüldü.

TARTIŞMA VE SONUÇ: Hasta kliniğimize geldiğinde akut iskemi bulgusu yoktu. Kladikasyosu daha önceki yıllara göre azalmış olan hastaya silastozal ve antiagragan tedavi başlandı. Kliniğimizce yakın takip edilmektedir. Açıkladığımız olguda, nonabsorbe vida tarafından arterin medial duvarı muhtemelen delindi ve arter çevresindeki ekstravazasyona yol açan ilk kanama çevredeki doku tarafından durduruldu. Sonuçta, damar yaralanması zamanla bacak hareketiyle beraber arttı. Popliteal arter psödoanevrizmasının nedeninin bu yabancı madde maruziyetine bağlı olduğunu tespit ettik.