ŞUŞA`DAN İSTANBUL`A KEDERİN YOLCULUĞUNDA İKİ KADIN ŞÂİR: HURŞIDBANU NATEVAN VE NİGAR HANIM


Altun I., Memmedova-Kekeç E.

INCSOS VII Karabağ Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Baku, Azerbaycan, 2 - 04 Haziran 2022, ss.985-995

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Baku
  • Basıldığı Ülke: Azerbaycan
  • Sayfa Sayıları: ss.985-995
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Orta çağ Türk şiirine baktığımızda, genel olarak şâir ve yazarların erkeklerden oluştuğunu görmekteyiz. Kadınlar toplumsal görevlerde arka planda kaldığı gibi, şiir ve sanat alanında da göz önünde bulunmamaktalar. Gerek Osmanlı coğrafyasında, gerek Azerbaycan`da bu durum değişmemektedir. Genel olarak dünya söz sanatı için niteliksel olan bu durum, XIX. yüzyıldan itibaren farklı bir mecrada gelişmektedir. Bu bağlamda Azerbaycan`da Hurşidbanu Natevan ve Osmanlı şiirinde Nigar Hanım söz sanatında kadınların birer sesi olmuş seçkin sanatçılardır. Karabağ Hanı Mehdigulu Han`ın kızı olan Hurşidbanu Natevan Şuşa doğumludur. Karabağ şiir ortamında gelişmiş ve büyük katkılar sağlamış Natevan`ın gazelleri Azerbaycan şiirinin keder rengidir. Kişisel olarak çocukluğundan yaşadığı acılar, dertler, yakınlarını, hatta 16 yaşında bir oğlunu kaybetmenin hüznü Natevan`ın şiirlerine yansıyan gerçeklerdir. İki kez evlenmesi, özellikle de ilk evliliğinin olumsuz yanları, toplumsal baskılar onun şiirlerinin keder notlarının etki kaynaklarındandır. XIX. yüzyıl Karabağ edebi muhitinde kendine özgü bir yeri olan ve edebi meclislerin desteklenmesinde, aynı zamanda Karabağ`da ve özellikle Şuşa şehrinin imar işlerinde özel katkıları olan Natevan`ın şiirleri içerisinde “Ağlar”, “Efsus”, “Ağlaram”, “Ölürem”, “Sensiz” gibi rediflerin yer alması bir kadının kişisel ve toplumsal facialarının şiirlerine yansıması gibi algılanabilir. İstanbul doğumlu Nigar Hanım da Hurşidbanu Natevan gibi XIX. yüzyıl toplumunda baskılara maruz kalan şâirlerdendir. İlk baskıyı eğitim hayatında yaşamış, babası örtünme yaşına geldiğinde onu Fransız okulundan alarak, evde eğitim aldırmıştır. Nigar Hanım’ın da evlilik hayatı başarısız olmuştur. Zamanla aile fertlerinin ve yakınlarının ölümü de Nigar Hanımın kederinin renklerini koyulaştırmıştır. Efsûs (Birinci Kısım) (1887), Efsûs (İkinci Kısım) (1890), Nîrân (1896), Aks-i Sadâ (1899) ve Elhân-ı Vatan (1916) gibi kitaplarında kişisel ve toplumsal sorunları yansıtmış, bir kadın olarak Vatanının da dertlerini dile getirmeye çalışmıştır. Hurşidbanu Natevan ve Nigar Hanım, eski Türk şiiri geleneğinde eserler verseler de kendi toplumlarının kadın şâirleri olarak ilklere imza atmış, bazen kişisel duygu ve kederlerini şiirlerinde dile getirmiş, bazen de toplumsal sorunları da şiirlerine konu edinmişlerdir. İkinci özelliği daha çok Nigar Hanım’ın şiirlerinde görmekteyiz. Annelik, ölüm ve yurt sevgisi konulu şiirleriyle edebiyat tarihlerine isimlerini derin çizgilerle kaydettirmişlerdir. Bildiride Türk Dünyasının ilk kadın şairlerinden olan Hurşidbanu Natevan ve Nigar Hanım`ın şiirleri kıyaslanarak incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Hurşidbanu Natevan, Nigar Hanım, kadın şâir, Şuşa, İstanbul

When we look at the medieval Turkish poetry, we see that the poets and authors were generally men. Just like they remained in the background in social duties, the women were not active in the field of poetry and art as well. This was the case both in the Ottoman territories and in Azerbaijan. Being generally applicable for the whole world in verbal arts, this situation started to change by the beginning of the 19th century. In this context, Hurshudbanu Natevan and Nigar Hanım in Azerbaijani and Ottoman poetry are distinguished poetesses who have been the voices of women in verbal arts. Being the daughter of Karabakh Khan Mehdigulu Khan, Hursudbanu Natevan was born in Shusha. Natevan's ghazals, which developed and contributed greatly to the Karabakh poetry, are reflective of the color of sorrow in Azerbaijani poetry. The pains and troubles that she personally experienced in her childhood, the sadness of losing her relatives and the loss of her 16- year-old son are reflected in Natevan's poems. Being married twice, especially the adversary experiences in her first marriage and social pressures are the very sources of the tunes of grief in her poetry. Natevan, who had a unique place in the Karabakh literary circles of the 19th century made special contributions to the support of literary assemblies, as well as to the reconstruction of the city of Karabakh and especially the city of Shusha. The use of redifs ( TRNS; A literary device in Turkish poetry which means the use of the same word in Turkish poetry more than once to create rhyme at the end of the lines) such as "Weeps", "Alas!", "I cry", "I die", “Without You” can be perceived as a reflection of a woman's personal and social tragedies in her poetry. Born in Istanbul, Nigar Hanım was one of the poets who, like Hurshudbanu Natevan, was exposed to pressures in the society of the 19th century. She experienced the first pressure in her education life as her father took her from the French school and had her educated at home when she reached the age of covering. Married twice, Nigar Hanım's marriage life was also unsuccessful. Over time, the death of family members and relatives also darkened the colors of Nigar Hanım's grief. She reflected personal and social problems in her books such as Efsûs –Alas! or Woe!*-(Part One) (1887), Efsûs (Part Two) (1890), Nîrân- Lights*- (1896), Aks-i Sadâ – Echoes of Sound*-(1899) and Elhân-ı Vatan – Tunes of the Homeland*-(1916); in the last of which she tried to voice her concerns over her country. Although Hurshudbanu Natevan and Nigar Hanım wrote works in the tradition of old Turkish poetry, they broke new ground as poetesses of their societies, expressing sometimes their personal feelings and sorrows, and sometimes talking about social problems in their poetry. We see the second feature mostly in Nigar Hanım's poems. With their poems on motherhood, death and love of country, they have recorded their names in the history of literature with deep lines. The text hereunder will be a comparison and analysis of the poems of Hurshudbanu Natevan and Nigar Hanım, the two representatives of the earliest female poets of the Turkish literature. Keywords: Hurhudbanu Natevan, Nigar Hanım, Poetess, Shusha, Istanbul