ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, vol.26, no.40, pp.104-116, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
Since the second half of the 20th century, the feminist movement
has undertaken a progressive role in the fields of philosophy and
art and established a wide range of motion. The multiplication of
the meaning of the female body by female philosophers and artists
has enabled the questioning of the concepts incidental to body. In
the field of philosophy, Deleuze draws attention to it regarding
leading up for women's capacities and its creative repercussions
are monitored through art productions. The study, which is
structured on this intellectual sub text, aims to get through the
possibilities of artistic expression of the female body and to
discuss its results by tracing how and for what reasons the female
artists treat hair as an image in their performance and works.
“Hair” which stretches out from mythology to contemporary art,
transforms into an interesting means of expression with its
different indicators and layers of metaphoric meaning, allowing it
to oscillate through times and thus becomes an indicator that bears
the knowledge of the female body between past and present. The
study begins with the performance of Rebacca Horn and continues
with the performances of Marina Abromovic, Mona Hatoum and
Nezeket Ekici with the influence of hybrid cultures on their
bodies, and expands by incorporating art which are focused on
hair
Keywords: Contemporary Art, Feminist Process, Performance,
20. yy ikinci yarısından itibaren, feminist hareket, felsefe ve sanat
alanlarında ilerici bir rol üstlenmiş ve geniş bir hareket alanına
kavuşmuştur. Kadın bedeninin kadın filozof ve sanatçılarca
anlamlarının çoğaltılması, bedene ait olan kavramların
sorgulanmasına olanak tanımıştır. Yanı sıra felsefede Deluze,
kadın kapasitelerinin önünü açması açısından dikkat çekmekte ve
yaratıcı yankıları sanat üretimleri üzerinden izlenmektedir. Bu
düşünsel alt metin üzerine yapılandırılan araştırma, kadın
sanatçıların ortaya koydukları performans ve eserlerinde bir imge
olarak saçı nasıl ve hangi nedenlerle ele aldıklarının izini sürerek,
kadın bedeninin sanatsal anlatım olanaklarına ulaşmayı ve
sonuçlarını tartışmayı amaçlamaktadır. Mitolojiden çağdaş sanata
uzanan, farklı göstergeleri ile ‘saç’, metaforik anlam katmanları
ile ilgi çekici bir ifade aracına dönüşmekte, zamanlar arasında
salınmaya izin vermekte ve böylece kadın bedeninin geçmiş ve
bugün arasındaki bilgisini üzerinde taşıyan bir göstergeye
dönüşmektedir. Çalışma, Rebecca Horn performansı ile başlayıp,
farklı coğrafyalara göç etmiş, melez kültürlerinin etkilerini
bedenleri üzerinden ele alan Marina Abromoviç, Mona Hatoum
ve Nezaket Ekici ile devam etmekte ve saç üzerinden hareket eden
sanat üretimlerini içine alarak genişlemektedir.