MATBAA VE BASKIRESMİN YENİDEN DOĞUŞU ALOİS SENEFELDER VE LİTOGRAFİ


Creative Commons License

Keskin İ.

rh+artmagazine, cilt.1, sa.106 Mart-Nisan 2014, ss.30-35, 2014 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 1 Sayı: 106 Mart-Nisan 2014
  • Basım Tarihi: 2014
  • Dergi Adı: rh+artmagazine
  • Sayfa Sayıları: ss.30-35
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet

          Baskı işlemleri 1796 yılına kadar bütün dünyada, çukur ve yüksek baskı olmak üzere iki farklı yöntemle yapılırdı. 15. yüzyıl ortalarında Gutenberg,  dökme demirden, hareketli harfleri yan yana dizerek, kitap sayfalarının kalıbını hazırlamış, bu yöntem yazılı metinlerin basımında, tipografi adıyla tarihi bir dönüm noktası olmuştu. Matbaanın icadı, kitap basımında maliyetleri düşürmüş, bilgiye daha çabuk ulaşan ve daha çok okuyan bir Avrupa yaratmıştı. Bundan yaklaşık üç buçuk asır sonra, genç bir tiyatro yazarı Alois Senefelder, matbaanın işlevsel olarak icadını tamamlayan bir buluşa imza attı. Doğada hazır bulunan kireç taşlarının kalıp olarak kullanıldığı yöntem, düz bir satıh üzerinden hem yazı, hem de yumuşak ara tonlamalar içeren resimlerin basılmasına imkan tanıyordu. Fiziki olarak su ve yağın birbirini itmesi temel ilkesinden yola çıkan ve tarihte ilk kez kimyasal işlemlerle yürütülen bu baskı tekniği, litografi (Steindruck-taş baskı) adıyla bilinir oldu. Günümüzde kullanılan modern baskı teknolojilerinin (ofset) atasıdır.

          18. yüzyıl sonlarında endüstri devrimiyle başlayan süreç, seri üretimin önünü açmış, Avrupa pazarı her alanda gelişme kaydetmişti. Litografi, ticari alandaki gelişmelerle ortaya çıkan basılı materyallerin çoğaltma ihtiyacını karşılamış, sanatçılar için de yeni bir üretim alanı olarak ortaya çıkmıştı. Yazı ve resim yada bunların kombine edildiği tasarımlar taş kalıplara resmediliyor, çok sayıda baskı, kısa zamanda düşük maliyetle çoğaltılabiliyordu. Hukuk eğitimini yarıda bırakıp tiyatro eserleri yazmaya başladığı dönemde, müzik notalarını ucuza basabilmenin yollarını ararken uzun aştırmalar ve deneyler sonucu litografiyi icat eden Alois Senefelder, yaşamının sonuna kadar sürekli teknikteki iyileştirmeler ve revizyonlarla uğraşmıştır. Tekniğin en önemli malzemesi kireç taşını Solnhofen bölgesindeki taş ocaklarından getiren senefelder, kimya bilgisini kullanarak yağlı kalem ve mürekkepleri üretmiş, kendi tasarladığı baskı presini teknik yardımlarla iyileştirerek baskıda hız ve düşük maliyet sağlamış, üstelik bu yöntemle bir yağlıboya tablonun birebir benzerini basmak mümkün hale gelmiştir.

          Litografi, kısa zamanda önce Avrupa’ya ardından bütün dünyaya yayılmıştır. İlk dönemlerde  tanıtım ve reklam amaçlı baskılar yapan ticari atölyeler, zamanla usta ressamlara kapılarını açmıştır. Halk, buralarda üretilen litografik eserler sayesinde, ilk defa sokaklarda afişlerle karşılaşmıştır. Litografi atölyelerinde basılan, gazete dergi ve kitaplarla halka ulaşan usta sanatçıların tabloları ve reklam amaçlı resimler, iletişim araçlarına dönüşmüş böylece teknik sanatın gelişimine de katkı sağlamıştır.

 

Anahtar Kelimeler:

Senefelder, Litografi, Matbaa, Özgün Baskı, Taş Baskı