JOURNAL OF THE HUMAN AND SOCIAL SCIENCE RESEARCHES, cilt.13, sa.2, ss.569-586, 2024 (Hakemli Dergi)
1960–1970 yılları arası Türk Sineması’nın “Altın Çağı” olarak kabul edilmektedir. Yeşilçam dönemi olarak da adlandırılan, toplamda 1710 adet filmin çekildiği bu dönemde filmlerin çoğu melodram türündedir. Yeşilçam melodram filmlerinde, kalıp öyküler ve kalıp tipler, iyi-kötü, yoksul-zengin, masum-günahkâr karşıtlıkları, kadere razı gelme, fedakârlık, yanlış anlamalar, tesadüfler, itiraflar, tuzaklar, engeller, erteleme ve gecikmeler gibi anlatı kodları bulunmaktadır. Bu çalışmada, film öyküsünün merkezinde kadınların bulunduğu melodramlarda kadınların hangi durum ve koşullarda suç işleyebildiklerine yönelik bir araştırma yapılması amaçlanmıştır. Çalışma, 1960’lı yıllarda melodram türünde filmler çekmiş olan yönetmenlerden Ülkü Erakalın, Türker İnanoğlu ve Nejat Saydam’ın yönettiği filmler ile sınırlandırılmıştır. İzlenen filmlerdeki kadın film kişileri tarafından işlenmiş olan “insan öldürme, insan öldürmeye teşebbüs, tehdit, suça iştirak (yardım ve azmettirme)” suçları tespit edilmiş ve bu suçların nedenlerinin “namus, kıskançlık, intikam, aşk ve para” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Betimsel olarak analiz edilen veriler sayısallaştırılarak grafik halinde sunulmuştur. İzlenen filmlerde kadınların namuslarına yönelik iftira, fiziksel veya psikolojik bir şiddet sonunda yaşanılanları unutmadıkları ve sonunda mutlaka intikam aldıkları tespit edilmiştir. Filmlerde en çok adam öldürme suçunun işlendiği ve bunun da en çok namus nedenli olduğu saptanmıştır. Ayrıca, izlenen filmlerdeki kadınlar filmin anlatımı/metni/kurgusu gereği namusları söz konusu olduğunda işledikleri suçlardan dolayı asla pişmanlık duymamakta ve cezasını çekmeye razı olmaktadır. Öldürmeye teşebbüs, tehdit ve suça iştirak da filmlerde işlenen diğer suçlar arasında olup, namustan sonra sırasıyla intikam, kıskançlık, aşk ve paranın da suç işlemede etkili olduğu görülmüştür. Toplumsal yaşamda meydana gelen kadın suçlarının filmlerde yansıtılan hali ile benzerlik gösterdiği gözlemlenmiş ve bununla birlikte toplumsal yaşamın sinemaya yansıdığı sonucu ortaya çıkmıştır. Türk Sineması’nda kadının suç işlemesi ile ilgili araştırmaların sınırlı olması bakımından bu çalışmanın alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.