KRANIYOSINOSTOZ VE POZISYONEL KRANIYAL DEFORMASYONUN DEĞERLENDIRME VE TANISINDA GÜVENLI VE GÜVENILIR BIR YÖNTEM OLARAK ULTRASONOGRAFI


Şen H. E., Uzuner A., Devrim Altın E., Gündüz B., Atayev S., Etuş V.

Türk Nöroşirürji Derneği 36. Bilimsel Kongresi, Antalya, Türkiye, 27 - 30 Nisan 2023, cilt.33, sa.2, ss.116-117

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 33
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.116-117
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: İnfant olgulardaki kafatası şekil bozukluklarınına yaklaşımda ilk olarak kraniyosinostoz ve pozisyonel kafatası deformasyonu durumlarının ayırıcı tanısının yapılması son derece önemlidir. Klinik pratikte, muayeneye ek olarak mutlaka objektif olarak tanının desteklenmesi için radyolojik incelemelere de başvurulmaktadır. Bu incelemelerin hem hassasiyeti ve güvenilirliği hem de infant olgular açısından mümkün olduğunca güvenli olması gereklidir. Bu konuda, tomografi ve direkt grafi gibi radyasyon yükü olan incelemelere alternatif oluşturabilecek tanısal incelemelerin güvenilirliği son yıllarda sıklıkla tartışılmaktadır. Bu çalışmada, kafatası şekil bozukluğu nedeniyle değerlendirilen infant olgularda, “sütür ultrasonografisi” tekniğinin güvenilirliği ve hassasiyeti ile ilgili deneyim ve sonuçlarımız sunulmuştur. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, kafatası şekil bozukluğu nedeniyle kraniyal sütür ultrasonografisi (KSU) ve üç boyutlu kraniyal kemik tomografi (3DBT) olarak her iki radyolojik incelemenin de yapılmış olduğu toplam 50 infant olguya ait veriler retrospektif olarak analiz edilmiş ve tanıya yönelik hassasiyetleri korele edilmiştir. Bulgular: Çalışmadaki olguların yaş ortalaması 4.1 ± 4.6 aydır. Olgulardan 9 tanesi tek sütür kraniyosinostozu, kalan 41 tanesi ise pozisyonel deformasyon tanısı almıştır. KSU incelemesi ile 3DBT incelemelerinden elde edilmiş olan sonuçların, normal-açık veya kapanmış sütür tanısı çerçevesinde, “spesifiklik” ve “sensitivite” açısından %100 oranda korelasyon gösterdiği görülmüştür. Sonuç: KSU, prematür olarak kapanmış sütür tanısına yönelik pozitif veya negatif sonuç verme açısından anlamlı düzeyde etkili ve güvenilir bir tanı yöntemi olarak gözükmektedir. Radyasyona bağlı zararlı etkisi olmadığı için son derece güvenli olan bu yöntem, yeterli deneyim kazanıldığında, kafatası deformitesi nedeniyle değerlendirilen infant olgularda ilk tercih edilecek görüntüleme modalitesi olmaya adaydır. KSU incelemesinin, nöroşirürji pratiğinin yanısıra pediatri uzmanlarınca da klinik pratikte dikkate alınması gereken bir teknik olduğuna inanıyoruz.

Anahtar Sözcükler: Kraniyosinostoz, kraniyal sütür, pozisyonel deformasyon, tanı, ultrasonografi