Diğer, ss.1-2, 2010
Bismihi Teâlâ
“innallahe yerfa’u bihâza-l-kitabi akvâmen ve yeda’u bihi âharîn”
“Allah (şu) Kur’ân’la bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır. (Müslim, Müsâfirîn 269)”
Âlemlerin efendisi Fahr-i kâinât (sallallahu aleyhi ve sellem), bu hadis-i şeriflerinde Asr-ı saadetten kıyamete kadar geçerli olan bir prensibe vurgu yapmıştır: Kur’ân’la amel eden kişi ve toplumları Allah yükseltir; onunla amel etmeyenleri ise alçaltır. Hadiste kastedilen yükselme ve alçalmayı hem zahiri hem de manevi anlamda anlamak mümkündür.
Bilindiği gibi İslâm’ın zuhurundan evvel Arabistan yarımadası, cehaletin kol gezdiği, güçlünün zayıfı ezdiği, kadınların bir meta’ gibi alınıp satıldığı vahşî bir topluluktan oluşmaktaydı. Bundan dolayı bu topluma “cahiliye” denmekteydi. Her yönüyle cahiliyenin zirvesini yaşayan bir toplum Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselamın önderliğinde Kur’ân’la yoğruldu. Kur’ân’la amel etme sonucunda öyle bir noktaya geldiler ki insanlığın her noktada zirveye ulaştığı bir dönem yaşandı. O canavar ruhlu insanlar adeta bir melek misali oldular. Ve o döneme Asr-ı saadet dendi, yani “mutluluk çağı”. İnsanlığa her yönüyle örnek olacak bir çağ.