İnsan ve İnsan, vol.8, no.29, pp.65-80, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
12 Mart, aslında daha radikal ve otoriter bir düzeni kurma yönünde; örgütlü sivil inisiyatifin etkilediği ordu içi bir zümre tarafından tasarlanan ve 9 Mart’ta gerçekleştirilmesi
planlanan radikal, kalıcı bir darbeyi yumuşatan ardından asker-sivil bu eğilimdeki kadroları
hedef alan bir darbe olarak biliniyor. Darbenin görünüşte, iş başındaki sivil iktidarı hedef
almasıyla birlikte, söz konusu iktidara muhalif kesimlerin başlangıçtaki olumlu algısının
aksine doğrudan solun bütün tonlarına karşı olduğu ve onlar üzerine yürüdüğü biliniyor.
Ordu içi hiyerarşik düzenden çıkma eğilimi içinde olan kadroların, üstelik muhtıranın
verilmesinin üzerinden henüz üç gün geçmişken, müstafi başbakan imzasıyla emekliye sevk
edilmeleri, süreç takip edildiğinde pek de şaşırtıcı gözükmemektedir. Bu çalışmada, 27
Mayıs’tan 12 Mart’a giden yolun önemli köşe taşları irdeleniyor ve özellikle her iki darbenin
arkasındaki dış dinamikler konusu hakkında yeni sorular soruluyor, alternatif yanıtlar
veriliyor.