PETROL KİRLİLİĞİ ZARARLARI NEDENİYLE HUKUKİ SORUMLULUĞA İLİŞKİN MİLLETLERARASI CLC 69 SÖZLEŞMESİNİN ÖNEMİ, CLC 92 PROTOKOLÜNÜN GEREKLİLİĞİ VE TÜRKİYE UYGULAMALARI


Ünal A. U., Arslan O., Arıcan O. H.

INTERNATIONAL SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL (SMART JOURNAL), cilt.7, sa.51, ss.2563-2571, 2021 (Hakemli Dergi)

Özet

Denizyolu taşımacılığı her geçen gün büyümekte ve gelişmekte olan küresel dünya ticaretindeki yerini ve önemini korumaktadır. Dünya denizlerinde her gün binlerce ticari gemi insanların ihtiyaçları için seferler yapmaktadırlar. Fakat denizyolu taşımacılığında meydana gelen kazalar ve çevre kirlilikleri dünya kamuoyu tarafından çok tepki çekmektedir. 1967 yılında Torrey Canyon kazası ile bu durum en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Torrey Canyon kazası denizyolu taşımacılığında deniz kirliliği konusunda dönüm noktasıdır. Kazadan sonra IMO önderliğinde dünya ülkeleri tarafından denizyolu taşımacılığında petrol tankerlerinin kazalarından kaynaklı çevre kirliliği zararının tazmini için kurallar koyma kararı alınmıştır. IMO Petrol Kirliliği Zararları Nedeniyle Hukuki Sorumluluğa İlişkin Milletlerarası Sözleşmeyi oluşturmuştur. 1969 yılında oluşturulduğu için CLC 69 sözleşmesi olarakta bilinen bu sözleşmeyle, kazaya neden olan taraflardan oluşan zararların telafi edilmesi amaçlanmıştır. Sözleşme genel anlamda oldukça önemli ve denize kıyısı olan ülkeler için meydana gelen zararların karşılanmasında önemli bir sözleşmedir. Sözleşme zaman içerisinde meydana gelen ihtiyaçlar ve oluşan anlaşmazlıklar ile geliştirilerek CLC 92 protokolüyle yenilenmiştir. Yeni protokol ile sözleşme daha kapsamlı olmuş ve kaza sonrasında zarardan etkilenen tarafları daha çok koruyan bir sözleşmeye dönüşmüştür. Yapılan değişikliklerle dünya çapında birçok ülke sözleşmeye imza atmıştır. Bu sözleşmeyle dünya denizlerinde meydana gelen petrol kirliliklerinden oluşan zararların karşılanması için önemli teminatlar oluşturulmaktadır. Bu çalışmada CLC 69 sözleşmesinin genel hatları ve içeriği, CLC 92 protokolündeki yenilikler ve genişleyen kapsam anlatılmaya çalışılmıştır. Ülkemizinde CLC 92 protokülüne taraf olmasıyla sözleşmeye göre uygulanan yasal uygulamalar ve işleyişte anlatılmaya çalışılmıştır. Ülkemizin sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ulusal düzenlemeleri ve süreçleri incelenmeye ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.