From the 17th century, when the concept of human rights began to emerge, to the present day, numerous lists have enumerated and classified human rights. Today, we see human rights categorized into three generations of rights. First Generation Rights include "Classical Rights." Second Generation Rights include "Social Rights." The fundamental characteristic of first generation rights is that they emerged as demands of the bourgeoisie and created a free space for individuals beyond state interference. Second generation rights, on the other hand, were achieved as a result of the demands and struggles of the working class that emerged with the industrial revolution. The fundamental characteristic of these rights is that they require state intervention for their realization. After World War II, we see the emergence of new rights that differ from those that preceded them, also influenced by the challenges created by technological and scientific developments in the late 20th century. Another name for this new category of rights, classified as Third Generation Rights, is "Solidarity Rights." Unlike other generation rights, the realization of these rights requires the solidarity of the state, individuals, and groups. In our report, we will examine what Solidarity Rights are, their origin, development, and their differences and relationships with other categories of rights.
İnsan hakları kavramının
oluşmaya başladığı 17. Yüzyıldan günümüze kadar insan haklarını sayan ve sınıflandıran
çok sayıda liste olmuştur. Bugün insan haklarının üç kuşak hak kategorisi altında
sınıflandırıldığını görmekteyiz. Birinci Kuşak Haklar altında “Klasik Haklar” yer
alır. İkinci Kuşak Haklar altında ise “Sosyal Haklar” sıralanmıştır. Birinci kuşak
hakların temel özelliği, burjuvazinin talebi olarak ortaya çıkması ve bireylere
devletin müdahale edemeyeceği özgür bir alan yaratmasıdır. İkinci kuşak haklar
ise sanayi devrimi ile ortaya çıkan işçi sınıfının talepleri ve mücadeleleri
sonucunda elde edilmiştir ki bu kuşak hakların temel özelliği gerçekleşebilmesi
için devletin müdahalesine ihtiyaç duymasıdır. II. Dünya Savaşından sonra ise,
20. yüzyılın son dönemlerinde yaşanan teknolojik ve bilimsel gelişmelerin
yarattığı sorunların da etkisiyle daha öncekilerden farklı yeni hakların ortaya
çıktığını görüyoruz. Üçüncü Kuşak Haklar olarak sınıflandırılan bu yeni hak
kategorisinin bir başka adı da “Dayanışma Hakları”dır. Diğer kuşak haklardan
farklı olarak bu hakların gerçekleşmesi için devletin, bireylerin ve grupların
dayanışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bildirimizde Dayanışma Haklarının neler
olduğu, doğuşu, gelişmesi ve diğer hak kategorileriyle olan farkı ve ilişkisi
irdelenecektir.