Fahreddin er-Râzî’nin İcmâ Anlayışında Kesinlik Problemi


Creative Commons License

Aykul A.

Dini Metinlerin Yorumunda Kesinlik Arayışı, İstanbul, Türkiye, 31 Mayıs - 01 Haziran 2024, (Yayınlanmadı)

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet: Fahrettin er-Razi’nin dilde kesinlik probleminin fıkıh usulünde icma konusuna yansımasını ele alan bu çalışma, Razi’nin icmaya bakışını, icmanın delil değerini, sübut veya delalet açısından kesinlik ifade edip etmeyeceği üzerine yoğunlaşacaktır. Bilindiği üzere Razi’nin eserlerinde dilin delaletinin zanni olduğuna dair pek çok pasaj bulunmaktadır. Bununla birlikte son dönem araştırmacılarından bazıları Razi’nin karineye dayalı dil teorisini iddia ettiğini ve ancak karine bulunmadığında dilin zanniliğini savunduğunu söyleyerek müşahede ve tevatürle desteklenmemiş olan delaletin zanniliği görüşünde olduğunu iddia ederler.

Şeri delillerin üçüncüsü olan icmanın delil oluşu, kitap ve sünnet gibi lafzi delillere dayanmaktadır. Her ne kadar kitap ve sünnetin sübûtu kat’i olsa da delaletinin zanni olduğu Razinin açıklamalarında açıkça ifade edilir. Hal böyle olunca ona göre delalet açısından zanni delile dayanan icmanın da zanni olması gerekmektedir. İcmanın zanni olması ondan elde edilen hükümlerin de zanni olmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla Razi’nin icmaya aykırı icmanın vukuu bulabileceği ve icmayı inkar edenin tekfir edilemeyeceği görüşü bu ön kabulün zorunlu bir sonucudur. Oysa usul-i fıkıhta genel kanı icmanın hem sübut hem de delalet açısndan kati olduğu ve inkarının -özellikle de zaruriyyatı diniyyeden olan konulardaki inkarının- küfrü icap ettirdiğidir. Bununla birlikte Razi’nin icmayı zanni görmesi icma ile oluşan hüküm ile amel edilmesinin zanmi olduğu veya amelin vacip olamadığı anlamına gelmez. Bilakis amelî konularda zanna itibar edileceği ve bu zannı galip ile oluşmuş olan hükme göre amel edilmesinin vacip olduğu anlayışı Razi’de hakim olan kanaattir. Ona göre akıl da zannı galib ile elde edilmiş olan hüküm ile amel edilmesini emretmektedir. Çünkü amel edilmediği takdirde racih karşılığında mercuh ile amel edilmiş olur ki bu şer’an yasak olan bir durumdur.