Görünüm, no.14, pp.81-96, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
Although within the large scope of art history, there are countless examples of relation between artwork and
the site it occupies, the term “site-specific” is suggested by artists that are mostly sculptors in 1970s. Unlike
the previous examples in art history, artwork now surpasses the physical relation with the site and creates a
historical, social and political bond, becoming the telltale sign of contemporary art. This multifaceted relation
artwork sustains with the site it occupies, overlapping with the criticism of isolated and heterotopic exhibition
venues, galleries and museums, heralds the site-specific political artworks that occupy public spaces like
streets and walls.
As one of the most prominent artists regarding to site-specific and political works, JR dissociates himself
from his contemporaries by sincerity, content and context. His works are not in the white cube, in biennales
sponsored by banks or holdings or in collections that appeals to elites but rather in front of the public (being
both object and the subject) on streets and facades. Unlike the harmless pseudo-political contemporary art,
his every work is a sincere political manifest.
This study aims to address the site-specific and political character of JR regarding his Face 2 Face, Women
are Heroes – Brazil and Unframed – Ellis Island projects
Sanat tarihinin geniş kapsamı içerisinde eser ve yer aldığı mekân arasında ilişki kurulabilecek sayısız örnek
mevcut olmasına rağmen, “mekâna özgü” nitelemesi 1970’lerde çoğunluğu heykel üreten çağdaş sanatçılar
tarafından ortaya atılmıştır. Sanat tarihindeki önceki örneklerin aksine eser artık mekânla sadece fiziksel bir
ilişki kurmanın ötesine geçerek, çağdaş sanatın genelinin alamet-i farikası olacak bir şekilde tarihsel, toplumsal ve politik bir anlam bağı kurar. Eserin, bulunduğu mekanla kurduğu bu çok yüzlü ilişki, toplum genelinden
yalıtık ve heterotopik sergi mekanları, galeriler ve müzeler ile hesaplaşılması ile de örtüşerek sokaklar ve duvarlar gibi kamusal mekânları mesken tutan mekâna özgü politik eserlerin ortaya çıkışını müjdeler.
Çalışmalarında mekana özgülük ve politik söylevin en belirgin olduğu sanatçılardan biri olarak JR, eserlerinde
samimiyet, içerik ve kapsamda çağdaşlarından ayrışır. Çalışmaları; beyaz küpün içerisinde, bankaların ve holdinglerin sponsorluğundaki bienallerde ve seçkin bir toplamın bakışlarına hitap edecek koleksiyonlarda değil,
eserlerinin aynı anda hem öznesi hem de nesnesi olan halkın gözü önünde sokaklarda ve dış cephelerdedir.
Çağdaş sanattan beklenen zararsız sahte-politikliğin aksine her çalışması samimi birer politik manifestodur.
Bu çalışma JR’ın Face 2 Face, Women are Heroes – Brazil ve Unframed – Ellis Island çalışmaları üzerinden
sanatçının eserlerindeki mekâna özgü ve politik karakteri irdeleyecektir.