IMPERIAL YAYIN, Afyonkarahisar, 2022
Ebû Yusuf (Yakup bin İbrahim bin Habib el-Kûfî); İslâm düşünce tarihinin önemli
şahsiyetlerinden biridir. O. İslâm müçtehitlerinin çok yönlü müçtehid tipinin hem en verimli hem de
en başarılı örnekleri arasında yer alır. Ebû Yusuf’un çok yönlü düşünce dünyasının çeşitli yanları
düşünce tarihinin değişik kollarında yok denecek ölçüde araştırma konusu yapılmıştır denebilir. İşte
bu kitabın konusu, Ebû Yusuf’un düşünce dünyasına kısmen el atmıştır.
Kitabımız “Ebû Yusuf’ta İktisadi Düşünce” başlığını taşımaktadır. Yöntemi Hanefi Mezhebi’
nin izlediği yöntemdir. İçtihatlarında kendinden sonra gelecek olan müçtehitlerce de çokça kullanılan
kıyas, sedd-i zerayi’, istihsan, örf ve maslahat yöntemleridir. Bize kadar ulaşan yirmi iki adet eseri
hemen hemen tüm fıkıh kitaplarına yayılmıştır.
Hiç şüphesiz, Ebû Yusuf günümüzde anlaşılan manada bir iktisatçı değildir. Diğer taraftan,
onun eserlerine baktığımız zaman iktisadi konular üzerinde fikir üretip içtihatta bulunduğunu ve
yazmak suretiyle de yaydığını anlarız. Ona göre iktisat bir amaç değil, belki daha ulvi bir amaca
yönelik bir araç olarak görülebilir. Müçtehidimiz olaylara normatif açıdan bakarak birtakım analizler
yapmış fert ve toplumu ilgilendiren, kendinden sonraki gelecek olan müçtehitlere ışık tutacak birtakım
sonuçlara ve düşünce bütünlüğüne varmıştır.
Kitabımıza konu olarak ele aldığımız müçtehit, zaman dilimi bakımından orta çağda
yaşamıştır. Onun yakın çevresinde o dönemin Avrupa’sında görülmeyen ve hayatın hemen her
alanında bir canlılık ve yükseliş hüküm sürmekteydi. Avrupa’da ve dünyanın diğer yerlerinde
unutulmaya yüz tutmuş olan Yunan felsefesi İslâm dünyasının canlı kültür hayatı içerisinde son
derece elverişli bir yaşam ortamı bulabilmişti. Yunan felsefesinin hemen hemen bütün kaynak eserleri
Yunanca ’dan Arapça’ ya çevrilmiş daha sonra da Arapçadan Latinceye çevrilerek Avrupa’ya geri
dönüş gerçekleşmiştir. Böylece Avrupa’nın kültürüne kaynaklık eden ve ileri yüzyıllarda ortaya
çıkacak olan Rönesans ve Reform olgularının zeminini oluşturmuştur.
Ebû Yusuf’un düşünceleri dini, iktisadi, hukuki, siyasi ve sosyal olguları bütünüyle
kapsamakta ve yol gösterici özelliğiyle çağlara nüfûz eden bir ayrıcalığa sahiptir. Yapılan araştırmalar
sonucunda hayret ve hayran kalmamak elde değildir. Özellikle yazarı olduğu “Kitabu’l Haraç” ta,
modern iktisat bilimiyle ilişkili olan birçok konuları asırlar önce algıladığı görülmektedir. Örneğin;
piyasa dengesinin oluşması, adil fiyat kavramı, miktar teorisi gibi örnek konular belki de ilk şekliyle
onun düşünce dünyasında yerini almıştı. Ayrıca konusu, ancak modern çağlarda tartışılan beşerî
problemlere öyle mantıklı bir hal çaresi üretmiştir ki bu, ayrıca hayranlık uyandırmaktadır. Konular
ana başlıklarla ayırma sırasında “daha önce ne vardı?” sorusunun cevabı araştırılmış ve incelemeye
çalıştığı müçtehidin sosyal, siyasal, kültürel ve iktisadi ortamların onun düşünce üretmesine ne denli
etkili olabileceğine de açıklık getirilmiştir.
“İktisadi Düşünce” kapsamında yer alan eserlerden biri olarak tasarlanmış olan bu kitaptaki
konular, Ebû Yusuf’un iktisadî denilebilecek içtihatlarını ihtiva etmektedir. Belirttiğimiz içtihatların
her biri günümüze kadar ulaşan ve ilgililerine kaynak olan önemli eserlerde yer almaktadır. Bu
eserlerin her biri özenle tek tek taranmış, dip notlarda atıflarla gösterilmiş, elden geldiği kadar anlam
bütünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır.