Seneca’nın Erdem ve Bilgelik Anlayışının Ekolojik Etiğe Katkısı


Creative Commons License

Türkmen Aksu S.

Kaygı , cilt.18, sa.1, ss.257-275, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 18 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2019
  • Doi Numarası: 10.20981/kaygi.540073
  • Dergi Adı: Kaygı
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.257-275
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Günümüzde ekolojik etik alanında tartışmalar yürütülürken en sık bahsi geçen dönemlerden biri doğa filozoflarının yaşadığı Antik Çağ dönemidir. Bununla birlikte Helenistik dönemin kurucu felsefelerinden biri olan Stoacılık da ekolojik etikteki tartışmalar açısından oldukça önemli kaynaklar sunabilir. Bu bağlamda en önemli isimlerden biri ise kuşkusuz Seneca’dır. Seneca’nın erdem tanımı, erdem ile mutluluk arasında kurduğu bağıntı ve bilgelik kuramı, erdemin kuruluşunun doğayla ilişkisini ortaya koyması açısından hem bir yaşam felsefesini hem de ekolojik nitelikte bir etiği duyurur. Filozofun erdem ve bilgeliği, dolaysız biçimde doğaya ilişkin bir bilgi ve doğaya uyum ile açıklaması, güncel bazı ekolojik ilkeler üzerine düşünürken oldukça yararlı sonuçlara varmamıza neden olabilir. Sözgelimi bireysel varoluşumuzun ve toplumsal varoluşumuzun ontolojik bir temeli olması ve bunları ancak doğaya uygun biçimde gerçekleştirdiğimizde erdemli olabileceğimiz tezi, aynı zamanda Seneca’nın kendinden önceki –özellikle de Platon ve Aristoteles gibi- filozofların doğa felsefelerine dönük bir eleştirisi olarak yorumlanması açısından da özgün bir yere sahiptir. Öyleyse erdem, bilgelik, bireysellik ve mutluluk kavramları üzerinden yürütülen bir doğa felsefesinin ekolojik etik açıdan güncel katkılar sunması tartışmanın derinleştirilmesi açısından da önemli gözükmektedir.