Türklük Bilimi Araştırmaları, sa.46, ss.103-133, 2019 (Hakemli Dergi)
Divan şairi sosyal hayata,
çevreye, tabiata, doğa olaylarına dair çevresinde gördüğü her şeyi kendi
birikimi çerçevesinde şiirine yansıtmıştır. Yani şair sosyal hayata dair
çevresinde gördüğü abdal, dilenci, sergeşte gibi kimseleri ve onların
kıyafetlerini; eğlence meclislerini ve
bu meclislerin testi, şarap, rakkas, def gibi unsurlarını; ciltçilik ve kitap
süslemenin şemse, altın, tas gibi araçlarını estetik bir şekilde şiirinde
işlemiştir. Bunun yanı sıra gökyüzü, gezegenlerin hareketi, yıldızlar ve bu unsurların
insanlar üzerindeki etkileri de divan şairinin muhayyilesinde bulduğu
karşılıklar vasıtasıyla şiire aktarılmıştır. Dolayısıyla söz konusu kozmik
unsurların ulaşılmazlığı, parlaklığı, hareketi, işlevi gibi birçok yönü ile
şairin hayatına dair hemen her şeyi şiirlerde kaynaşmış bir şekilde görmek
mümkündür. Böylelikle gazellerin temel konusu olan sevgili ve sevgilinin
güzellik unsurları (yüz, yanak, alın, kaş, saç, ben…) anlatılırken kozmik
kavramlar, hemen her divan şairi için önemli bir ilham kaynağı olur. Bu
düşünceden hareketle divan şairinin
hayal gücünü besleyen temel kaynaklardan birinin gökyüzü gözlemleri ve bu
gözlemlerin içselleştirilerek şiire aktarılması olduğu söylenebilir. Şairin
kozmik unsurlara yüklediği anlamları ve bakış açısını tespit etmek de divan
şiirinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Biz de bu düşünceden yola
çıkarak Revânî’nin gazellerinde “felek” kavramının kullanım özelliklerini
incelemeye çalıştık.