Kaya Düşmesi ve Devrilmesi Risklerinin Kentlerin Planlanmasına Etkileri: Çoruh Havzası Örneği


Durmuş E., Coruk Ö., Karakaş A.

Uluslararası Katılımlı 76. Türkiye Jeoloji Kurultayı , Ankara, Türkiye, 15 - 19 Nisan 2024, ss.80-81

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.80-81
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Derin kazılmış vadi tabanlarındaki kentler, vadi yamaçlarında eğim ve yüksekliğe bağlı kaya ve blok düşmesi ile devrilmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu tehlikeleri oluşturan temel etken jeolojik birimlerin mühendislik jeolojisi özellikleridir. Ülkemizde bu tür vadilerdeki büyük ve küçük ölçekli yerleşimlerdeki jeolojik ve jeomorfolojik tehlikeler kent planlamasını kısıtlamakta veya zorlaştırmaktadır. Yerleşim alanı ve yapılarda önemli riskler oluşturmaktadır. Bu kentlerde nüfusun artmasına bağlı olarak mevcut yerleşim alanlardaki yeni yapılaşma talebi ile yeni yerleşim alanı talepleri kent yerleşimi ile planlamasını yeniden gündeme getirmiştir. Orta Anadolu’daki vadi içi yerleşimler ile Doğu Karadeniz’de dar vadilerdeki yerleşimlerde nehrin taşkın riski potansiyeli ile kaya düşme ve devrilme türü kütle hareketleri kentin büyümesini ciddi şekilde kontrol etmektedir. Artvin, Amasya, Bitlis, Adıyaman illerinde il merkezleri, ilçe merkezleri ve köy yerleşkeleri ile orta Anadolu’daki küçük yerleşimlerde yamaç stabilitesini etkileyen kaya düşmesi ve devrilmeleri bu yerleşim alanlarında önemli riskler oluşturmaktadır. Bu çalışmada Çoruh havzası ve Artvin ili yerleşim alanındaki kent planlamasını etkileyen kaya ve blok düşmesi ile devrilmesi riskleri ele alınmıştır. Çoruh havzasında nehrin günümüze kadar yapmış olduğu aşındırmalar sonucu dik/dike yakın vadi yamaçları şekillenmiştir. Bölgedeki heterojen litolojinin yanında, bölgeye hâkim tektonizma denetiminde jeolojik birimlerin büyük bir çoğunluğu yapısal anlamda sık aralıklı bir süreksizlik yoğunluğunu oluşturmuştur. Bölgenin iklimsel özellikleri (aşırı yağış, gece/gündüz sıcaklık farkları) gereği kaya ortamında atmosferik bozunmalara bağlı olarak ortamın makaslama dayanım değerleri de zamanla düşmektedir. Yukarıda belirtilen morfolojik özellikler, jeolojik faktörler ile iklimsel özellikler, Artvin ve yakın çevresinde kaya düşmesi olaylarının sık sık yaşanmasının ana nedenleridir. Çoruh havzasında en büyük yerleşim alanı olan Artvin il sınırları içerisinde tespit edilmiş olan kaya düşmesi kaynak alanlar incelendiğinde kaya düşmesi olaylarında Çoruh vadisi yakın çevresinde iklimsel faktörlerden daha çok morfoloji ve jeolojik faktörler etkendir. Çoruh nehri ve yan kollarının aşındırdığı dik ve dike yakın yamaçlardan uzaklaşıldığında ise kaya düşmesine etki eden iklimsel faktörler ve yüzey erozyonları da devreye girmektedir. Köy yerleşkeleri incelendiğinde, köyiçi vadi tabanlarının dar vadi tipi olması nedeniyle vadi tabanlarında yerleşim oldukça azdır. Bu tür yerleşkeler genelde daha üst kotlarda, yamaç eğim miktarlarının nispeten düştüğü sahalardadır. Ancak bu tip sahaların birçoğunun daha üst kotlarında dik/dike yakın eğimli yamaçların olması köy yerleşkelerinin büyük bir bölümünün kaya düşmesi kaynak alanı alt kotlarında, muhtemel kaya düşmesi etki alan sınırları içerisindedir. Bu yerleşimlerde mevcut yapı stoğunun kontrol edilerek kent planı tekrar ele alınmalı, yeni yerleşim alanlarının planlanmasında taşkın riski ile birlikte potansiyel kaya düşme ve devrilme türü kütle hareketleri mutlaka dikkate alınmalıdır

Towns in deep valley bottoms are at risk of rockfall and topple hazards due to the gradient and height of the valley slopes. The main factor causing these hazards are the engineering geological characteristics of the geological units. In our country, geological and geomorphological hazards in different settlements in such valleys limit or complicate urban planning. They pose a significant risk to residential areas and buildings. Due to the population growth in these cities, the demand for new construction in existing residential areas and the demand for new residential areas have put settlement and urban planning back on the agenda. In valley settlements in central Anatolia and in narrow valleys in the eastern Black Sea region, urban growth is severely restricted by the flood risk potential of the river and mass movements such as rockfalls and topplings. Rockfall and topples that affect slope stability in provincial centers, district centers and village settlements in the provinces of Artvin, Amasya, Bitlis, Adıyaman and small settlements in central Anatolia pose significant risks in these settlements. In this study, the risks of rockfall and topples that affect urban planning in the settlement area of Çoruh Basin and Artvin Province are discussed. In the Çoruh basin, the erosion of the river has formed steep/nearly vertical valley slopes to this day. In addition to the heterogeneous lithology in the region, most of the geological units have formed a structurally frequent discontinuity density under the control of the tectonism prevalent in the region. Due to the climatic conditions of the region the shear strength values of the rock environment decrease over time due to atmospheric degradation. The above-mentioned morphological characteristics, geological factors, climatic features are the main reasons why rockfall events occur frequently in Artvin and its immediate surroundings. When examining the rockfall source areas identified within the boundaries of the Province of Artvin, the largest settlement area in the Çoruh Basin, morphology and geological factors are more effective in rockfall events than climatic factors in the immediate vicinity of the Çoruh Valley. Moving away from the steep and near-vertical slopes eroded by the Çoruh River and its tributaries, climatic factors and surface erosion affecting rock falls also become effective. In the village settlements are generally located at higher elevations, in areas with relatively low slope gradients. However, many of these areas have steep/almost vertical slopes at their upper elevations, which means that most village settlements are located at the lower elevations of the rockfall source area, within the potential rockfall impact area. In these settlements, urban planning should be reconsidered by reviewing the existing building stock, and the planning of new settlements should take into account flood risk and potential mass movements such as rockfall and topple.