Ne seninle Ne de Sensiz: Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceğini Yeniden Okumak


Nart İ.

VII. YILDIZ ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, İstanbul, Türkiye, 17 - 18 Aralık 2020, ss.55-56

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.55-56
  • Kocaeli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türkiye'nin AB üyeliği 3000 yılını bulur (Cameron, BBC). Bu söylem her ne kadar kulağa iddialı gelse de Türkiye’nin AB müzakere süreci uzun yıllardır çözüme kavuşturulamayan ve AB tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir adaylık serüveni olma iddiası ile dikkat ve diğer aday ülkelerin müzakere süreçlerinden ayrışarak farklı bir doğrultuda ilerlemektedir. 2000’lerin başında oldukça optimist bir havada ilerleyen ilişkiler gerek AB’nin gerek ise Türkiye’nin geçirmiş olduğu dönüşümlere bağlı olarak değişmiştir. Bugün bakıldığında ne AB dış politika aracı olarak genişleme politikasını yoğun şekilde kullanan AB’dirne de Türkiye müzakere sürecinin başındaki istekli Türkiye’dir. Özellikle AB açısından bakıldığında Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin birliğe dahil olması ile son yıllarda hazmetme kapasitesi sorunu ile karşı karşıya kaldığı ve birliğin geleceğinin birden fazla entegrasyon modelini içinde barındıran bir yapıya doğru kaymakta olduğu görülmektedir (Beşgür ve Utkulu, 2020). AB’nin, ilerleyen yıllarda iç farklılaştırılmış entegrasyon modellerinden olan seçmeli Avrupa (à la carte Europe), çok vitesli Avrupa (multi-speed Europe) ve değişken geometrili Avrupa (Europe of variable geometry) modellerini içeren çok boyutlu bir örgüt olacağı tartışmasının var olduğu bugünlerde, Türkiye’nin de bu değişen ve dönüşen AB içerisindeki yerinin müzakerelerin başladığı günlerdeki ‘tam üyelik’ hedefinden oldukça uzakta olduğu aşikardır. Bu çalışma, uzun yıllar boyunca AB üyesi olmaya çalışan Türkiye’ninyaşanan bu dönüşümlerin ışığında birlikteki yerine yönelik senaryoları irdelemektedir. Çalışmada literatür tarama yöntemi kullanılmış ve konuya dair güncel makale ve kitaplar incelenmiştir. Bildiride, üyeliğe alternatif olabilecek stratejik ortaklık, imtiyazlı ortaklık, Avrupa Ekonomik Alanı gibi olası harici farklılaştırılmış entegrasyon (external differentiated integration) modelleri irdelendikten sonra ilişkilerin geleceğinde nasıl bir entegrasyonun mümkün olabileceğine dair bu muhtemel senaryoların artı ve eksi yönleri ile ele alınacak ve Türkiye için hangi entegrasyon modelinin daha faydalı olacağı tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Avrupa BirliğiTürkiyefarklılaştırılmış entegrasyon