5.Uluslarası Sanat ve Estetik Sempozyumu, İstanbul, Turkey, 12 - 13 October 2024, pp.52-54
The gaze that closes upon itself suggests the emergence of many complex emotions, primarily curiosity. From water to natural stones and finally the secret obtained by creating metal alloys, the “mirror” stands out as a class indicator of the wealthy among the oldest objects in human history. The manifestation of the gaze directed towards oneself has gained a wide place in the history of art and specifically in the discipline of painting with an almost endless interest. The state of looking at oneself, rooted in myths, settles in the artist’s gaze and creates a viewing area with its own image for the viewer, while sometimes revealing a new gaze and power status with a secret state of existence. The questions that art addresses itself and its own field of power at the cost of shaking it, have changed both the reason for art’s existence and the relationship patterns between art and its audience since the beginning of the last century. Now, the recipient of the work rises to an active position with its movements, gaze and preferences. This study will present Yayoi Kusama's The Garden of Narcissism, Olafur Eliasson's Shared Experience, Anish Kapoor's Cloud Gate and Hale Tenger's Form, Manifestation, Manifestation, and the shift in the phenomenon of reflection from a singular perspective to a plural perspective, and the relationship between the art recipient and the work will be revealed in the light of historical contexts through these works.
Kendi üzerine kapanan bakış başta merak olmak üzere pek çok karmaşık duygunun ortaya çıkmasına salık verir. Su’dan doğal taşlara ve en sonunda madeni alaşımlar oluşturarak elde edilen sır ile “ ayna” insanlık tarihinin en eski eşyaları arasında varsıl kesimlerin sınıfsal bir göstergesi olarak karşımıza çıkar. Kendine yönelen bakışın tezahürü neredeyse bitmeyen bir ilgiyle sanat tarihinde ve özelinde resim disiplininde geniş bir yer edinmiştir. Kökleri mitoslara dayanan kendini seyir hali, sanatçının bakışına yerleşir ve ona bakana kendi suretiyle bir seyir alanı yarattığı gibi bazen gizli bir var olma durumu ile yeni bir bakış ve iktidar durumunu ortaya koyar. Sanatın kendine ve kendi iktidar alanını sarsma pahasına yönelen soruları geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren hem sanatın varlık sebebi hem de sanatla izleyicisi arasındaki ilişki örüntülerini değiştirmiştir. Artık eserin alımlayıcısı, hareketleri, bakışı ve tercihleri ile aktif bir konuma yükselir. Bu çalışma Yayoi Kusama’nin Narsizim Bahçesi, Olafur Eliasson’ın Ortak Deneyim, Anish Kapoor’un Bulut Kapısı Hale Tenger’in Suret, Zuhur, Tezahür eserlerinden hareketle, yansıma olgusunun tikel bakıştan çoğul bakışa doğru kaydığını ve bu eserler üzerinden sanat alımlayıcısının eserle olan ilişkileri tarihsel bağlamlar ışığında ortaya konulacaktır