Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü 4. Ulusal Sanat Eğitimi Sempozyumu, Ankara, Turkey, 23 - 27 October 2023, vol.9789755073385, no.25, pp.139-140
Geleneksel Türk müziğinin tarihsel sürecinde, usta-çırak ilişkisi olarak bilinen ekol
ile yüzyıllar boyunca sayısız bestekârı yetişmiştir. Söz konusu ekol bizâtihi meşk
usulünün kendisi olup; Türk müziğinin usûl ve kâideleri, repertuvarı ve yetişen
mûsikînişasları ile bir nevî okul vazifesi görmüştür. Bu sistem içerisinde meşk usulü
gelişimini sürdürerek bugüne kadar gelmiştir. Günümüzde esas manasıyla varlığını
sürdürmeyen ve geleneksel bir aktarım yöntemini temsil eden meşk sistemi
içerisinde yetişen büyük mûsikîşinaslardan biri de XIX. yüzyıl bestekârı olan
Enderunlu Latif Ağa’ dır. Dönemin sanat akademisi hüviyeti taşıyan Enderun’ da
meşk usulü ile yetişerek aynı kurumda Medenî Aziz Efendi, Guatelli Paşa, Tanburi
Ali Efendi, Kanuni Mehmet Bey ve İsmail Hakkı Bey gibi dönemin Türk müziği adına
önem taşıyan mûsikîşinasların da hocalığını ve öncülüğünü yapmıştır. Enderun
hocalığı yapması ve saraydaki idari görevinin yanı sıra aynı zamanda Türk
müziğinde mâhir bir bestekar olan Latif Ağa, XIX. yüzyılda gelişen ve döneminde
revaç kazanan şarkı formunu da Hacı Arif Bey’ den önce benimseyen isim
olmuştur. Bu anlamda günümüze ulaşan eserleri arasında klasik şarkı formunda
sıklıkla icra edilen eserleri mevcuttur. Hakkında pek az bilgiye ulaşılan Latif Ağa’
nın bestelediği klasik eserlerden Hicazkâr makamında ‘Yoktur zaman gel mâhım
heman gel’ Mahur makamında ‘Düştü yine bir şûh- i sitem-kâre gönül’ ve Evcara
makamında ‘Açıldı sîneme bir tâze yâre’ eserleri çalışmada incelenerek makamsal
analizleri yapılmıştır. Bu doğrultuda bestakârın eserleri incelenerek aynı zamanda
dönemin makam anlayışı ile ilgili bir durum tespiti yapılması amaçlanmıştır.