TÜRK TORAKS DERNEĞİ 25. YILLIK KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 24 Mayıs 2022, ss.263-264
GİRİŞ VE AMAÇ:Mevcut ve gelecekteki akciğer kanseri immünoterapisinin temeli, tümör ve bağışıklık sistem hücreleri arasındaki etkileşimlerin moleküler mekanizmaları hakkındaki bilgimize ve ayrıca aynı hücrelerin tümör içi farklı popülasyonları arasında meydana gelenetkileşimlere bağlıdır.Literatürde tümöre eşlik eden yoğun CD4+T lenfosit infiltrasyonu, iyi prognozla ilişkilendirilmiştir ve neoadjuvankemoterapinin küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisinde oldukça etkili olduğu gösterilmiştir.Ancak neoadjuvan kemoterapili akciğerkanserinde tümör mikroçevresinde olan periferik T lenfosit alt kümelerinin prognostik değeri ve klinik özelliklerle ilişkisi kapsamlı bir şekildeanaliz edilmemiştir.Çalışmamızda, neoadjuvan tedavi sonrası rezeke edilen akciğer tümörlü hastaların, klinik ve prognostik özellikleri ilelenfosit alt grupları arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.
YÖNTEM:2008 Ocak- 2021 Aralık arası akciğer karsinomu nedeniyle neoadjuvan tedavi alıp rezeksiyon yapılan ve akciğer malignitesi tanısıkonulan 33 hasta çalışmaya dahil edildi.Hastaların klinik/radyolojik/patolojik bulguları kaydedildi.Patoloji laboratuvarında retrospektif olaraktümörün en yoğun olduğu bloklara CD4 ve CD8 immünohistokimyasal boyama yapıldı.Peritümöral ve intratümöral bölgelerdeki boyanmaoranları değerlendirildi.Bu oranların klinik prognoza etkisi araştırıldı.İki gruplu numerik değişkenler Mann-Whitney Test ile karşılaştırıldı. Üçgruplu kategorik değişkenler Chi-squared Test for Independence ile, normal dağılım göstermeyen numerik veriler Kruskal Wallis test ve post-hoc Dunn Multiple Comparison test ile karşılaştırıldı.
BULGULAR:Hastaların 28’u erkek, 5’i kadın idi. Yaş ortalaması 58.8 ± 9.9idi. Sigara kullanımı %75.8’i hastada mevcuttu. Hastaların 10’undaöksürük, 3’ünde hemoptizi, birinde ses kısıklığı semptomu vardı. Radyolojik görüntülerine ulaşılabilen 23 hastanın 9’unun evresi evre I-II, 14hastanın evresi evre III-IV idi.
Küçük hücreli dışı karsinom tanısı alan olgular, neoadjuvan tedavi sonrası 12’sine pnömonektomi, 3’üne bilobektomi, 15’inde lobektomi,3’üne wedge rezeksiyon yapıldı. İncelenen rezeksiyon materyallerinin 17’sinde adenokarsinom, 8’inde skuamöz hücreli karsinom, 2’sindebüyük hücreli karsinom(BHK),1’inde büyük hücreli nöroendokrin (NEK) karsinom saptandı. 5’inde tümör izlenmedi.%51,5’inde nekroz,%15,2’sinde plevra ve vasküler invazyon saptandı.Peritümöral alanda inflamasyon %45,6’sında ağır; %21,2’sinde orta; %33,3’ünde hafifderecedeydi.Neoadjüvan tedavi sonrası rezeksiyon materyallerinde tümör saptanan olguların histopatolojik verileri karşılaştırıldığındalokasyon, tümör çapı, lenf nodu metastazı, lenfovasküler invazyon, fibrozis, yabancı cisim reaksiyonu, inflamasyon derecesi ve CD4T+/CD8+T hücreleri oranı açısından anlamlı bir farka rastlanmdı (P>0.05). Ancak plevra invazyonu ve nekroz oranı en yüksek BHK/NEK hastalarındatespit edildi (P<0.05).Düşük evreli ve yüksek evreli tümörlerde, intratümöral ve peritümöral alanda CD4+T lenfosit ve CD8+T lenfosit,CD4/CD8 oranı açısından anlamlı bir farklılık saptanmadı (P>0.05).
TARTIŞMA VE SONUÇ:Doğuştan gelen ve adaptif tümör içi bağışıklığın tüm hücre tipleri aynı anda akciğer kanseri dokularına etki edebilirve bu etkileşimler oldukça karmaşık yapıya sahiptir. Tümör mikroçevresini ve ilişkili kanser immun hücrelerinin farklı rollerini anla