AJIT‐e: Online Academic Journal of Information Technology, vol.3, no.6, pp.67-76, 2012 (Peer-Reviewed Journal)
Marka kentler de, tıpkı marka ürün ve hizmetler gibi, onu diğerlerinden farklılaştıran ürünlere, coğrafi
mekanlara, yaşam biçimine, tarihi ve kültürel mirasa sahiptir. Markalaşma sürecinde Mersin ekonomisi için
hayati önem taşıyan ve yenilikçi müdahalelerle kısa bir süre içinde daha rekabetçi olma potansiyeline sahip olan
tarımsal gıda, lojistik ve turizm sektörlerinin üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Türkiye’nin ilk serbest
bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi, Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olan Mersin Limanına bitişik
olarak kurulmuş olup, kendi rıhtımları olan tek serbest bölgedir. Serbest bölge ile ev sahibi ülke arasındaki ürün
ve hizmet ticareti, başta işgücü transferi, teknoloji transferi, dolaysız yatırımlar ve portföy yatırımları olmak
üzere birçok açıdan ülke ekonomisini etkilemektedir. Yabancı yatırımcıyı bölgeye çekmek ve bölgenin
potansiyelini tam anlamıyla kullanabilmek için, bürokratik işlemlerin basitleştirilmesi, vergi ayrıcalıkları ve
sübvansiyonların sağlanması gibi koşulların oluşturulması yanında Mersin’in, tıpkı Amsterdam, Barcelona ve
Rotterdam gibi limanlarıyla tanınan ve marka olan bir marka kent haline getirilmesi gerekmektedir. Mersin’in
markalaşması sürecinde önemli bir faktör olan lojistik potansiyelinin ön plana çıkarılması için iletişim kurulması
gereken hedef kitleler ile lobicilik faaliyetlerinden marka konumlandırmaya değin uygulanabilecek iletişim
stratejileri çalışmanın içeriğini oluşturmaktadır.